Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş’in örgütlü olduğu Bursa Karacabey’deki Nestle
işçileri, kendi hazırladıkları bir taslak TİS metni bulunmasına rağmen,
sendikalarının, patronun istediği başka bir TİS’e imza atması nedeniyle, hem
patronlarına hem de sendika bürokratlarına karşı mücadeleye başladı. Bunun
üzerine 28 işçi, patron ve sendika bürokratlarının işbirliği nedeniyle işten
atıldı. Aşağıda, bir başka Nestle işçisinden gelen
mektubu olduğu gibi yayınlıyoruz
Çalışma Arkadaşlarıma
29 Mayıs 2006 tarihi itibariyle kendini sendika ilan eden bu kuruma her
ay alınterim ile kazandığım rızkımdan olur da bir gün işim düşerse diye para
ödedim. Gel zaman git zaman 2014 yılı Ocak ayında koltuk sevdalısı bir şube başkanının
seçimine muhalefet olan bir grup üye işçinin seçimde oy kullanacakların
demokratik olmayan yollarla belirlenmesine itiraz etmeleri ve bu gidişe dur
demek istemeleri için üyelerinden imza toplamaları sonucu, alakam olmayan
bir olayda sendika yönetiminin ve yandaşlarının ismimi işyeri yönetimine suçlu
olarak lanse etmeleri sonucu işyerimden ihtar aldım. Bunca yıl ilk defa savunma
yazdım ve ilk defa ceza aldım.
Bu süreçte “ey sendika neredeydin?” diye soruyorum. Aradan geçen altı
ayda ağzımdan çıkan tek kelime, beni ne toplu sözleşme ne zam ne süreç
ilgilendirir oldu. Buna bütün çalışma arkadaşlarım da şahittir. Ama ne
hikmetse benim adım yine yönetime arıza çıkartan kişi olarak lanse edildi ve
işyerinden önce uzaklaştırma (25 Haziran), sonra da tazminatsız çıkış (1
Temmuz 2014) aldım.
Bu zamandan bugüne kadar Öz Gıda-İş sendikasından bir tek yöneticiye
dahi gidip en ufak bir sürtüşmem ve bir tek lafım dahi olmadı. Ama gelinen son
noktada, ey Öz Gıda-İş sizlere soruyorum: Ben cüzzamlı mıyım ki bu telefonum bir
kez dahi çalmadı? Kardeşim bir ihtiyacın var mı demek ya da bir geçmiş olsun
demek bu kadar zor muydu ki? Bunca sene beni savunsun diye para ödediğim kurum,
cebinize koyduğunuz paralar helal mi diye düşündünüz mü? Bunca zaman sustum.
Ama insana dokunuyor be arkadaş!
Şimdi ey çalışma arkadaşlarım! Ey ekmeğimi suyumu paylaştığım dostlarım!
28 tane baba 28 tane eş 28 tane evlat kapının önündeyken siz bu sendikaya
güvenmeye devam mı edeceksiniz? Bu kadar vefasız insanlara hesap sormayacak
mısınız?
Ben sizi tanıyorsam, ki hepiniz olmasa da birçoğunuz vicdan sahibi ve
vefakar insanlarsınız. GEREĞİ NEYSE YAPIN. Bu bir mesai arkadaşınız olarak,
benim sizden son ricamdır. Kimseyi üzmedim, kimseyi kırmadım, siz de beni
kırmayın...
Hepiniz Allah'a emanet olun. Geleceğinizi de şimdiden düşünüp adımınızı
atın. Ben yandım siz de yanmayın.
GEREĞİNİ YAPIN...
Nestle'den direnişçi bir işçi