Merhaba ben özel bir şirkette
metal isçisiyim. Tahmin edeceğiniz üzere işyerinde çalışma şartlarımız çok kötü,
belli bir düzen yok, iş çıkışında kim ölmüş kim kalmış umurlarında değil. Uyarı levhaları asılı, fakat levhalarda yazılı olan malzemeler yetersiz. Örneğin
kaynak maskesi varken koruyucu giysi yok.
Aramıza bir hafta önce katılan
bir arkadaş oldu, kapak bölümünde çalışıyor. Diğer işçiler gibi işe yeni
girdiği için haliyle tecrübesiz, fakat bu bilinmesine rağmen dün pres
makinasına verildi. İşin ilginç yanı, kırk yıldır orada çalışan adam malzeme
tutarken, daha bir hafta önce işe giren adam da presin başında. İş kazası olsun
olmasın zaten yeni gelen işçiyi prese vermek akıl kârı değil, haliyle de
öyle oldu.
İşe yeni giren arkadaş preste
malzeme basarken sağ kolunu iki yerden prese sıkıştırıp iki yerden kolu kırıldı.
Hatalar zincirinin son halkası olan işçi daha fazla hataya dayanamayıp kopuyor.
Arkadaşı hemen ameliyata aldılar, durumu ciddi. Gelelim patronun olaylardan
sonraki tavrına… Gerçi ben hiç şaşırmadım ya neyse! Bugün on çayında ustabaşı
bizleri koyun gibi sıraladı, işlerin yoğunluğundan giriş yaptı, ay sonuna kadar
mesaide olduğumuzun "müjdesini" verirken, dünkü iş kazasını da "kader"e
bağladı. Amma kaderciymişiz, herkeste bir şey olacağı varmış ki oldu havası. Bir
Allahın kulu da bu preslerin güvenlik sensörlu olanları var, ondan olsaydı bu
hadise gerçekleşmezdi demiyor.
Yani sizin anlayacağınız bozuk
düzende sağlam çark olmaz. İş kazalarını, daha doğrusu iş cinayetlerini ve
bunun gibi diğer sorunları ortadan kaldırmak için örgütlenmeliyiz. "Sen
Ben Birleşelim", anla benim kaderci kardeşim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder