Bugün, 29 Ocak 2015, sabahın ilk ışıklarıyla
birlikte 22 fabrikadaki metal işçileri birer birer grev pankartını astı.
Davulla, zurnayla, coşkuyla ve sloganlarla direnişe adım atıldı. Fabrikalardan
çıkıp merkezlerde (Gebze’de) buluşan işçiler, grevin ilk gününü taçlandırdılar.
Bende bir metal işçisi olarak çok heyecanlandım. Çok değil daha geçen yaz, işyerinde sendikal örgütlenme çalışması yapmış, ancak başarılı olamamıştık. Bizim çalıştığımız fabrikada o günden bugüne örgütsüz kalmış işçiler olarak çok bir şey değişmedi. Sömürü ve baskı devam ediyor ve eğer örgütlenemezsek, bugün de yarın da bu durum böyle devam edecek. Ancak sendikalı örgütlü işçilerin, bu başkaldırısı bizi doğal olarak heyecanlandırdı. Bu başkaldırının kazanımla sonuçlanması bizim gibi sendikal örgütlenme çalışması yapan arkadaşların elini güçlendirecek ve böylece hepimizin söyleyecek daha çok şeyinin olmasını sağlayacaktır.
Hani Lenin’in dediği
gibi “Grev ve direnişler işçi sınıfının
okuludur." Bu okuldan öğrendiğimiz deneyimleri fabrikalarda
paylaşacağız. Okula gitmeden öğrenmenin kolay olmadığını herkes bilir. Onun
için yapabildiğimiz kadar hem iş hem de öğrenci arkadaşımızı (aslında gelebilen
herkesi), kolundan tutup bu grev ve direniş okuluna götürmeliyiz. Şu soğuk kış
günlerinde, varillerde yakılan grev ateşi etrafında yapılan derslere katılmak
hepimizin görevi.
Bekleyin, bu
direnişin ilk ateşi daha… Devamı gelecek!
İstanbul’dan
İMD’li bir metal işçisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder