TRT’nin haberiyle başladık güne:
“THY işçileri ‘teröristlerin’ tahriklerine kapılmayıp, işlerine sahip
çıktılar”mış! Lafa gelince demokrasi mangalında kül bırakmayan, ama her türlü hak
arayışını “teröristlik” olarak nitelendiren bu kafayı biz çok iyi tanıyoruz.
Evet, THY işçileri işlerine,
haklarına sahip çıktılar. O yüzden GREV dediler, o yüzden bugün itibariyle 218
uçak seferi gerçekleşmedi. İşte işçiler işlerine böyle sahip çıkarlar! Görüldüğü
gibi sermaye birbirini koruyor, tabii ki sadece medyasıyla bilgi kirliliği
yayarak değil. Çevik kuvveti ve tomalarıyla etrafa korku salmak ve işçileri
yıldırmak için de uğraşıyor.
Yani THY’de durum olağanüstü halden farklı değil.
Fakat direnen THY işçileri tüm sansürlere ve baskılara rağmen seslerini böyle
duyuruyorlar:
THY grev dedi, çünkü
Patron toplusözleşme maddelerine uymadı;
Kendisi kârına kâr katarken vardiya ve dinlenme saatlerinde,
ikramiyelerde işçiler aleyhine değişiklikler yaptı;
Kadın işçileri süs malzemesi
olarak görerek, saç şekillerinden makyajlarına kadar müdahale etti;
Sağlık nedeniyle işe
gelmeyenleri, sağlık raporları olduğu halde işten çıkardı;
Bakım teknisyenlerinin
kıdemliliğini yok saydı;
Grev yasağına karşı mücadele
ettikleri için 305 işçiyi işten çıkardı!
“Grev suçtur” diye çığıran THY
patronları asıl suçu kendileri işlerken, “Yasalara uyalım, biz sosyal hukuk
devletiyiz” diyen hükümet asıl suçluları görmek istemiyor.
Tüm bu gerçeklerin farkında olan
sınıf dostları ise THY işçileri ile dayanışmaya devam ediyorlar. THY işçileri
de güzel bir dayanışma örneği gösterdiler ve bugün THY Genel Müdürlük önündeki
basın açıklamasına gelen kitleyle birlikte saygı duruşu yaparak, “Savaşa
değil, emekçiye bütçe” sloganı attırdılar.
Bugün hem İMD hem de MiLiS (Militan Liseliler) THY
işçilerini yalnız bırakmadı. Hem direniş alanında işçilerin yanında yer aldık, hem
de çalıştığı için alana gidemeyenlerimiz bulundukları yerden THY işçilerini
selamladı.
Biz her yerden, her şekilde işçileri destek
olmaya çağırıyoruz. Örneğin 444 0 849'u arayıp 8’i tuşladıktan sonra çağrı merkezine
işçilerin yanında olduğunuzu söyleyerek mücadelenin bir ucundan tutabilirsiniz. Çevrenizde konuyla ilgili farkındalık yaratabilir, "bugün onlara yarın bize" diyebilirsiniz.
Ne var ki grevdeki THY
işçilerinin birçoğu direniş alanında değiller. Öncü işçiler ise alanı terk etmiyor
ve bütün THY işçilerini direniş alanına çağıyorlar. Grevin etkili olabilmesi
için diğer grevci işçilerin de alandaki yerlerini almaları gerekiyor. Güya aynı gemide gittiğimiz düşmanlarımızın ne kadar
kalabalık olduğumuzu bir de somutta görmeleri lazım!
Devletin ve sermayenin
baskılarının arttığı bu dönemde THY işçilerinin direnişiyle tekrar görüyoruz
ki, mücadele haklılığını yasalardan almaz! Sermaye işine gelmediğinde kendi yasalarını
bile hiçe sayarken, işçilerin kendi haklarını ararken sınır tanımaları abesle
iştigaldir.
Yaşasın THY Direnişimiz!
Kahrolsun Grev Kırıcılar!
İMD’li
Bir Büro İşçisi