1 Mayıs 2013 Çarşamba

1 Mayıs Taksim Direnişiyle Güzel!



1 Mayısların kitleselleşmesinden, son yıllarda yüzbinlerce kişiyle kutlanmasından rahatsız olan Türk burjuvazisi 1 Mayıs’ı yine bizlere zehir etmeye çalıştı ve yine karşılığını aldı. 
Devletten icazetsiz iş göremediği için Kadıköy’de yel değirmenlerine karşı mücadele yürütenlere inat, “Taksim’i fetiş haline getirmeyelim” tatavalarına karşı, “Taksim artık kazanılmış, hem de söke söke kazanılmış bir haktır ve bu yüzden çok daha değerlidir” diyerek İMD olarak biz de Taksim direnişindeki yerimizi aldık. 


Beşiktaş’ta toplandığımız andan itibaren sermayenin polisleri azgınca saldırdılar. Böyle olacağı böyleydi. Ne de olsa sermayenin, burjuva devletinin yüreğine salınan korku daha direniş alanına gelmeden anlaşılabiliyordu. Tarihinde ilk defa Türk burjuvazisinin devletine köprüleri kaldırttık, bize yol gösteren 15-16 Haziran direnişçileri rahat uyusunlar!

Polise karşı saatlerce yürütülen direniş belli bir sonuç verdi ve nihayetinde polis Beşiktaş meydanını basın açıklaması için açtı. Bunda belli ki CHP’nin yaptığı pazarlık da etkili olmuş. KESK’in ve 1 Mayıs Komitesi’nin pasif tutumu nedeniyle CHP’nin yarım saatlik şovunu da “seyretmek” zorunda kaldık. 

Alandayken sloganlarımızdan hem ilgi çekenler hem de rahatsız edenler oldu.

     Esnek Çalışmaya! HAYIR!

     Özel İstihdam Bürolarına HAYIR!

     Kıdem Tazminatının Kuşa Çevrilmesine HAYIR!

     Susma Haykır, Taşerona Hayır!


takdir toplarken, hatta “Tayyip Elini Suriye’den Çek” sloganı da alkış alırken, "Taşeron Değil, Emperyalist Türkiye" sloganımız ulus-devletlerine toz konduramayan “solcular”ı oldukça rahatsız etti!
 




Ardından sermayenin polislerinin hiçbir uyarıda bulunmadan, ağızlarından salyalar akıtarak gerçekleştirdikleri en büyük saldırı başladı. Barbaros Bulvarı’nın yukarısına kadar ve ara sokaklara da dalacak şekilde gazlı su ve bibergazıyla müdahale edildi. Onlarca insan yaralandı ve bayıldı. Neyse ki Beşiktaş esnafı ve mukimleri gün boyu sergiledikleri dayanışmayı yine sürdürdüler.


Bu saatten sonra direniş bitirilmek zorunda kaldı.
Gün devrimci dayanışma ve ortak direniş açısından önemli bir örnek sunmuş olsa da, devrimci grupların sayısal azlığı dikkate ve eleştiriye değerdi. Birçok grup geçen sene izinli 1 Mayıs’a getirdiği kitlenin çeyreğini bile getirememişti – izinli 1 Mayıslarda şu kadar adam getirdik diye caka satıp, bu 1 Mayıs’ta sırra kadem basan ya da tek tük gelen “devrimci”, hatta “devrimci Marksist” gruplara ise denecek söz yok. Biz İMD olarak, "olaylı" eylemlere gelebilen ve gelemeyen ayrımı yapmadan tüm kitlemizi çağırıp, dahası gelmeleri için çaba harcayıp bu 1 Mayıs'ı örgütledik. Neticede, geçen seneki kitlemizden en fazla yarı yarıya “fire verdik” ki, hepimiz bunu hem olumlu gördüğümüz hem de daha fazla çaba harcamamız gerektiği konusunda hemfikiriz..
Direnişimizde Militan Liseliler’in (MiLiS) ismiyle müsemma militan duruşları ise ayrıca övgüye değerdi.
 Yaşasın Militan Mücadelemiz, Yaşasın 1 Mayıs
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder