9 Mart 2015 Pazartesi

BERKİN ELVAN “YAŞIYOR!”

Geçen sene Mart ayı… Hava tıpkı bugün gibi soğuk, gündem yine bugün gibi yoğun. 8 Mart geride kalmış, Newroz geliyor ve sonrası 1 Mayıs. Öyleydi gidişat, kendimizi ona göre ayarlayalım diyorduk. Ama hiç tahmin etmediğimiz, hesaba katmadığımız, ihtimali bile bizi üzen bir gün daha eklendi anmalarımıza. Adı kadar masum, kalbi kadar yiğit bir ismin ölümsüzlüğü eklendi sloganlarımıza... Onun ardında bıraktığı mücadele bayrağı yeni bir nefes oldu kavgamıza.

Bir çocuk vardı, adı Berkin! Komadaydı çocuk, herkes biliyordu! Susan da haykıran da. Chplisi de Akplisi de Başbakan da biliyordu, Cumhurbaşkanı da! Hepimiz biliyorduk onu. Kimisi için; ekmek almaya giderken arkadaşı taş atmıştı Berkin’e, oyun olsun diye. Tabi canııım, polislerle ne ilgisi vardı. Olayı insanlar siyasileştiriyordu! Kimisi için; bize neydi, annesi sahip çıksaydı çocuğuna, ekmek almaya kendi gitseydi. Okmeydanı’nı bilmiyor muydu sanki, çocuğunu göndermeseydi(!) Kimisi için ise bilyesiyle, sapanıyla; hırsızlıkların, katliamların gölgesinde büyüyen saltanatına zarar vermek üzere, ekmek bahanesiyle(!) sokağa çıkmış 14 yaşında bir teröristti ve kime neydi neden komada olduğu? Milli birliği tehlikeye düşürmek için bir oyundu, 14 yaşındayken komaya girmiş, 15 yaşında komada 16 kilo kalmış bir çocuğun başına gelenler.

Herkes biliyordu neden komada olduğunu halbuki. Terörist diyen de biliyordu, ses çıkarmaktan korktuğu için, karaktersizce annesinin adını ağzına alanlar da. Onun için eylem düzenleyen devrimciler de kafasına gaz kapsülünü atan polis de biliyordu! Ki zaten emri veren zat; meydanlarda “Emri ben verdim“ diye haykırmaktan çekinmiyordu!

10 Mart 2014 günü 16 kilo kaldığının haberi geldi Berkin’in. Yürekler paramparça, emri verenler ise ilk günkü kadar yüzsüzdü. 11 Mart 2014’te ise duyulmuştu acı haber, duyulmuştu isyan. 269 gün süren yaşam mücadelesine daha fazla dayanamamıştı Berkinimiz, yorulmuştu kalbi, durmuştu. Bizler için ise; okulda, işte, sokakta ölen bizler için, bir kez daha haykırmanın, hesap sormanın, zalimin karşısına çıkmanın vakti gelmişti. Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, diğerleri ve şimdi de Berkin Elvan! Öyle içimizden ki hepsi, öyle içimizdendi ki Berkin, annesinin gözyaşlarını görmek, gözyaşlarımızın sel olmasına yetmişti. Ethem’in, Ali İsmail’in, hatta bizim annelerimizin de Berkin’i kendi çocuğu gibi sahiplenmesi de mücadelemizin haklılığını bir kez daha göstermişti.

Berkin Elvan... Öldükten sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın utanmadan, sıkılmadan, ekmek almaya gidip can veren yavrusunun ardından gözyaşı döken annesini meydanlardan hedef gösterdiği, daha 15’inde bir fidan! Ölümünün sorumlusunu korumaya çalışanların “Çocuk öldü sonuçta, olay siyasi değil“ dediği, polis tarafından katledilmiş kardeşimiz, çocuğumuz, yoldaşımız…

7 Mart 2015. Berkin 1 yıldır yok! 1 yıldır ölümsüz kavgamızda. 1 yıldır haykırıyoruz meydanlarda “Berkin Elvan! YAŞIYOR!“ Bugün olduğu gibi. Okmeydanı Cemevi önündeki binlerce insan gibi. Orada olmasa da kalbiyle orada olan, vicdanının sesine kulaklarını tıkamayan herkes gibi.

Öğlen saat 12.00’da başlayan anma, gözyaşları içinde cemevinden çıkan insanlarla ve Cemevi önünde artan kalabalıkla devam etti. Milletvekilleri, eski solcular, hatta birtakım belediye başkanları bile vardı anmada. Tabi ki hepsi birer birer ayrıldı. Derken saat 14.00’da, düzenli korteji mümkün kılmayan bir kalabalık ile başladık yürüyüşe, Berkin için. Pek çok ideolojiden insan, Berkin için ordaydı. 1 yıl sonra oradaydı! Cenazesi kadar kalabalık değildik belki de sayıca, ama bu Berkin Elvan’ın ölümsüzlüğünü gölgeleyemedi, hiçbir şey artık gölgeleyemezdi. Biliyorduk geçen sene, bugün de biliyoruz, Berkin unutulmayacak, unutturmayacağız. “Unutursak kalbimiz kurusun!“ diyerek haykırdık, daha da haykıracağız!

Her yeni gün, devrime adım adım gidiyoruz, gitmeye de devam edeceğiz! Yoldaşlarımızın, kardeşlerimizin, kaybettiklerimizin adını dilimizden, nefesimizden eksik etmeyeceğiz. Haykırmaya devam edeceğiz!


SORULACAK HESABIMIZ VAR !

İstanbul Üniversitesinden Bir Öğrenci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder