1 Mart 2016 Salı

Modern Kölelikte Yeni Bir Sayfa: "Özel İstihdam Büroları"

AKP hükümeti, 1 Kasım seçimlerine savaş politikaları ve istikrar vaadiyle girdi. 1 Kasım seçimlerinden zaferle çıkan AKP, savaş politikalarına hız kesmeden devam etti. Kürt illerini Suriye kentlerine çeviren siyasi iktidar, kendini, tüm muhalefeti bastıran, hiçbir farklı sese nefes aldırmayan bir konuma taşıdı. Kürt illerinde devletin sömürgeci geleneğini devam ettiren AKP, batıda toplumsal muhalefeti etkisizleştirdikçe, işçi sınıfının tüm kazanımlarına şiddetli bir saldırı operasyon başlattı. Kıdem tazminatının hedef tahtasına alınmasından sonra, şimdi de Özel İstihdam Büroları’na "günlük işçi kiralama" yetkisi veren tasarı TBMM'ye sunuldu. Bu tasarıyla şirketlerin asgari ücret üzerinden işçi çalıştırıp, istihdam ettikleri işçileri başka patronlara bir eşya gibi kiralaması mümkün hale gelecek. Bu uygulama işçilerin tüm kazanılmış haklarına karşı yapılmış topyekûn bir saldırıdır. Sendikasız, tazminat hakkı olmaksızın, güvencesiz ve esnek çalışmayı iş hayatının kuralı haline çevirmeyi amaçlamaktadır.

Türkiye'ye Özel İstihdam Büroları Nasıl Girdi,  ÖİB’ler Ne İş Yapar?

Özel İstihdam Büroları her şeyden önce işçi simsarlığının yasal bir statüye kavuşmasıdır. Türkiye'de işçi simsarlığı yıllardır var. Lâkin bu durumun yasal bir statüye kavuşması 2003 yılına tekabül eder. 2003 yılında çıkarılan yasayla, ÖİB’nin faaliyet alanları şimdilik özel sektörle sınırlı tutulmuştur. ÖİB, patronların işçi bulmasına aracılık yapan, özel hukuka tâbi olan, kâr amacı güden ticari işletmelerdir. ÖİB’lerin faaliyet alanlarını genişleten bu yasa, her şeyden önce İŞ-KUR’un özelleştirilmesi girişimidir. İŞ-KUR'un yokluğunda doğacak boşluğu, mesleği işçi simsarlığı olan böylesi şirketlerle doldurma girişimidir. Bu uygulamayla işçi simsarlığı, patronlar için iyi gelir getiren yatırım alanına dönüşecektir. Bankaların son yıllarda yoğun şekilde bireysel emeklilik kampanyaları yapmaları ve bunu yaygınlaştırma çabaları, gelecek yıllarda SGK'nın özelleştirilmesi ve sosyal sigortaların özel şirketlere devrinin hazırlık çalışmasıdır.

ÖİB işçi sınıfının bütününü ilgilendirmektedir. İşçiyi alınıp satılan, kiralanan bir köleye dönüştürmektedir. Bu durumu dünya emperyalist-kapitalist sisteminin, her geçen gün barbarlaşmasından bağımsız olarak ele alamayız. Suriye ve Ortadoğu üzerinden kutuplaşan emperyalist paylaşım savaşı, ırkçılığı ve milliyetçiliği güçlendirmekte, bunun sonucu olarak işçi sınıfının içinde ırk ve mezhep temelli bölünmeler yaratmaktadır. Savaş politikaları derinleştikçe, işçi sınıfına yapılan saldırılar da o oranda artmaktadır. Sur, Silopi, Cizre işgal edilmiş kentlere dönüştükçe, işçi sınıfının gündelik hayatında da sosyal yıkımlar gerçekleşmektedir. Bu durumun en önemli nedeni işçi sınıfının örgütsüzlüğü ve politik bir önderlikten yoksun oluşudur. Savaşı ve sosyal yıkım politikalarını yalnızca işçi sınıfının örgütlü, militan mücadelesi püskürtebilir.

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!

                                                                                                              Bursa'dan İMD'li Bir İşçi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder