Bildiğiniz
gibi Samatya’da bir süre önce Ermeni yaşlı kadınlara yönelik saldırılar meydana
geldi. Birinin ölümüne neden olan saldırılarda diğer kadınlar da çok ciddi darp
edilmişlerdi, hatta biri gözünü kaybetme riskiyle karşılaştı. Birçok kanal ve
gazete bu saldırıların sadece hırsızlık amacıyla yapıldığını, hiçbir ırkçı yönünün
olmadığını vurguladı. Hattâ Ermeni aydınlar da çıkıp “Polisimiz iyi çalışıyor.
Net bir sonuç olmadan ırkçı saldırı olarak nitelememeliyiz” açıklaması
yaptılar. Ardından Samatya’da daha önce hiç rastlamadığımız türde bir eylem
gerçekleşti. Ermenilerin de yoğun olarak katıldığı bir basın açıklamasıyla “Kardeşime
dokunma!” mesajı verildi. Kardeşlerinin yanında olan insanlar bu günde onları yalnız
bırakmadılar.
Aradan
bir aydan fazla zaman geçti. Bugün medyada Samatya’daki katilin bulunduğu
haberi verildi. Katil bir Ermeniydi ve işsiz olan bu “Ermeni vatandaş” sadece
gasp amaçlı yaşlı kadınların evine girerek onları darp etmişti! Bu haberle
devlet; saldırıların azınlıklara yönelik ırkçı saldırılar olmadığını, İstanbul
valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun dediği gibi sadece gasp amaçlı olduğunu
belirterek kendini aklamış oldu. Peki, bu haber bizim içimize su serpti mi?
Bunu
bir örnekle daha iyi anlatabileceğimi düşünüyorum. Medyadaki en büyük kanallardan birinde yayınlanan “Karadayı”
dizisini birçoğumuz biliyoruz. Orada da bir adam savcıyı öldürdüğü gerekçesiyle
idam cezasına çarptırılmak üzere. Ama olayın arka planında çok büyük oyunlar
dönüyor. Mahkemenin en yüksek mertebelerinde yer alan insanların yolsuzluğunu
ortaya çıkartacağı için, diğer bir savcı tarafından öldürüldüğünü ve nasıl
örtbas edilip suçu başka birine attıklarını görüyoruz.
Aslında
devlet yayınladığı dizilerle bize bu yalanlara inanmamamız gerektiğini kendi
medyasıyla anlatıyor. Biz de bu yalana
inanmıyoruz. Devlet kendini aklamak için birini ortaya atmıştır ve bu kişi de tesadüfe
bakın ki Ermenidir. Yetkililer birçok örnekte olduğu gibi yalanlara sığınmıştır
ve yalanlarla bizi susturmaya çalışıyor. 24 Nisan’da Sevag Balıkçı’nın şaka
yoluyla öldürülmediğini, Mazlum Aksu’nun intihar etmediğini, öldürüldüğünü
bildiğimiz gibi Samatya’daki olayların da ırkçı saldırı olduğunu söylemeye
devam edeceğiz.
Yaşasın
halkların kardeşliği!
Կեցցէ՝ժողովուրդներու եղբայրութիւնը:
Samatya’dan İMD’li
bir devrimci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder