Kadın,
çağlar boyunca eğitimsiz ve geri bırakılmıştır. Bu yüzden üretim alanlarında
kadın emeği çoğu zaman vasıfsız emektir. Özel bir bilgi ve eğitim gerektirmeyen
işlerde çalıştırılırlar. Hayatlarını yaşamaları gerekir, ama daima başka
birileri için yaşarlar, kendi hoşlandıkları müziği, sinemayı, sporu, sanat
dalını ve sair bilmezler ama eşlerinin veya çocuklarının nelerden
hoşlandıklarını çok iyi bilirler. O birileri için yeri geldiğinde kıyasıya
savaşırlar, ama sorun kendileri olunca kollarını indirir, boyunlarını eğerler;
ev işlerinin boğucu etkisinin onun yaratıcılığını, üretkenliğini,
girişkenliğini nasıl törpülediği açıkça ortaya çıkar.
Çalışma
yaşamına katılmak kadının özgürleşmesi yolunda ileri bir adımdır. Ancak kadının
kurtuluşu anlamına gelmez. Çünkü bir emekçi olarak sömürülmesinin yanı sıra
ayrımcı, cinsiyetçi, yasal yaklaşımlar, gelenekler ve toplumsal kurallardan
dolayı bir yığın sorunla karşı karşıyadır. Bunların alt edileceği yer ve ortam
mücadelenin ta kendisidir. Bizler dünya nüfusunun yarısından fazlasını
oluşturuyoruz ve en önemlisi nüfusun diğer yarısı ile aynı haklara sahibiz. Bu
sorunlardan kurtulmamız mücadeleye sunacağımız katkı ile doğru orantılıdır.
Finans sektöründen
İMD takipçisi bir kadın işçi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder