Kim demiş Ankara yazları hiç çekilmez
diye! Ankara Gezi direnişinden bu yana en güzel günlerini yaşıyor. Gezi ile
birlikte sokaklara, mücadeleye çıkan Ankara’daki çapulcular bugün de Ankara’nın
ciğerlerini, ODTÜ ormanını sökecek olan, bunun yanı sıra ODTÜ öğrencilerinin de
yoğun olarak yaşadığı 100.Yıl Mahallesi’ni ve Çiğdem Mahallesi’ni yaşanmayacak
hale getirecek ve bu bölgeyi rant alanına çevirecek olan yol inşaatına karşı
sokaklardalar!
Nasıl Başladık?
Gezi ile birlikte forumlar aracılığıyla
mücadeleye devam eden biz 100. Yıl Mahallesi halkı Gökçek’in yoluna, rantın
yoluna karşı geçtiğimiz ayın başından bu yana neler yapabileceğimizi konuşuyor,
mahallemizdeki insanları konuyla ilgili bilgilendiriyor ve onları birlikte
mücadeleye çağırıyorduk. Bunun yanı sıra Ankara’nın diğer park forumlarını da
mücadelemize çağırıyor ve sorunun Ankara’nın ortak sorunu olduğunun
vurguluyorduk. Bu süreç bizleri Anıtpark Forumu, Çayyolu Üçfidan Parkı Forumu
ve Çiğdem Mahallesi'yle birlikte "yol"a karşı çadır nöbetine, yeni ve
güçlü bir direniş başlatmaya yöneltti. Bizler de 4 gün önce (25 Ağustos Pazar)
başlattığımız nöbetle direnişimizi bugün daha güçlü bir biçimde sürdürüyoruz.
Direniş alanımız yolun ODTÜ A4 kapısı
yönünden devam edip 100.Yıl’da viyadükle buluşacağı nokta üzerindedir.
Çadırları kurduğumuz ilk günden itibaren Kuğulu Park İnisiyatifi'ni, Ethem
Sarısülük Parkı’ndan dostlarımızı, Eryaman’dan, Sincan’dan, Dikmen’den ve
Ankara’nın çeşitli yerlerinden gelen destekçilerimizi yanımızda bulduk. ODTÜ'lü
hocalarımızın ve eski ODTÜ’lü dostlarımızın desteği ise günden güne artıyor.
Nöbete başladığımız ilk gün çadırlarımızı
kurmuştuk. Yaklaşık 100 kişi kadardık ki, birden tepemizde 6 otobüs çevik
kuvvet ekibini ve bir TOMA’yı gördük. Gezi’den bu yana her türlü direnişi
büyümeden bastırmaya çalışan hükümet katil polislerini yollamayı ihmal
etmemişti. Çadırların kaldırılması koşuluyla müdahale edilmeyeceğini öğrenince
“Direnmek için bizlere gök kubbe yeter” dedik ve çadırları topladıktan sonra
pankartlarımızı, dövizlerimizi asıp direnişimize başladık.
Bu Yol Bizler İçin Ne İfade Ediyor?
Polisin Gezi’deki yoğun saldırıları
sonunda kısmen sokakları terk eden, ama en küçük kıvılcımla sokağa yeniden
çıkacak olan çapulcular için bu direniş yeni bir başlangıç mı sorusunu elbette
ki akla getiriyor. Eylül ile birlikte mücadelenin yeniden güç kazanacağı
yönündeki düşüncelerin ete kemiğe bürünmeye başladığı bir dönemde olduğumuzu
söylemek gerekir. Özellikle üniversitelerin açılmasıyla birlikte Ankara’da
büyüme ihtimali çok yüksek olan bu mücadelenin tüm ülkede karşılığını bulması
ve hiçbir talebi karşılanmayan, aksine yaşam tarzlarına ve yaşam alanlarına halen
fütursuzca müdahale edilen biz çapulcuların daha kitlesel bir şekilde
sokaklarda olma ihtimalimiz artık ihtimalden daha fazlası. Çünkü bizler Gezi
ile birlikte en çok şu sloganı attık: “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”
Melih Gökçek’in Ankara’nın ulaşım sorununu
çözecek olan yol olarak gördüğü bu projenin ne gibi amaçlar taşıdığı biz
ODTÜ’lüler ve 100. Yıl Mahallesi sakinleri açısından çok açıktır. Aynı zamanda
Ankara’nın en büyük kodamanlarından biri de olan Gökçek, bu yolun geçeceği
arazinin şehir merkezine yakınlığıyla da alakalı olarak ne kadar
değerleneceğini ve bu sayede hem kendisinin hem de diğer para babalarının bu
işten ne kadar ekmek yiyeceğini çok iyi biliyor. Diğer bir ifadeyle Ankara’nın
en sakin, yaşanabilir yerlerinden biri olan 100. Yıl Mahallesi’ne dikilecek
olan AVM’ler ve iş merkezleri bu para babalarının iştahını fazlasıyla
kabartıyor. Bu bizler açısından yeni bir durum değildir elbette. Gezi Parkı
bunun en yakın zamandaki örneğidir. Sermayenin doğal alanlara ve insanların
yaşam alanlarına müdahalesi bitmiyor ve biz karşı durmadıkça da bitmeyecek.
Yolun aynı zamanda siyasi bir boyutu
olduğu da çok açık. Öğrenci hareketinin merkezi olan ODTÜ’ye nasıl gireriz,
oraya nasıl daha kolay müdahale ederiz sorusu bugüne kadar çeşitli iktidarlar
tarafından cevabı aranan temel sorulardan biriydi. Devrimci duruşuyla toplumsal
olaylara nasıl bir etkide bulunduğunu iyi bildikleri ODTÜ’nün bu dokusunu nasıl
bozacaklarını düşünenler, bugün bu yol projesiyle bunun ilk adımlarını atmak
istiyorlar.
Yol ile ilgili daha somut bazı gerçeklere
bakacak olursak, ODTÜ ormanı içerisinde yer alan binlerce ağacın kesileceğini
göreceğiz. Anadolu Bulvarı’nı Konya Yolu’na bağlayacak olan bu yol ODTÜ arazisi
içinden geçerek 100. Yıl’da şu an hukuksuz bir biçimde inşaatı süren viyadükle
birleşecek ve 100. Yıl ile Çiğdem mahalleleri arasına tabiri caizse bir Berlin
Duvarı örecek. Mahallede yaratacağı gürültü ve hava kirliliği ise korkunç
boyutta olacak. Yol ile birlikte 100. Yıl Mahallesi'ni yeni bir çehreye
büründürmek isteyecekleri çok açık. Böyle bir yolun çevresine büyük büyük
gökdelenler dikmek varken, beş katlı mütevazı evlerin olması sermaye açısından
kabul edilemez.
Yolun yapımı ile ilgili kilit nokta ise
ODTÜ ormanının birinci derece sit alanı olması. Yol inşaatının devam edip
tamamlanabilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu’nun ODTÜ ormanı üzerindeki "Sit Kararı"nı kaldırması
gerekiyor. Bununla ilgili kurulun kararı henüz verilmiş değil. Bu nedenle
bizler de bu kararı etkilemek için dün (27 Ağustos Salı) Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu önünde bir basın açıklaması
gerçekleştirdik ve Sit kararının kaldırılmaması gerektiğini dile getirdik. Bu
kararın bozulması dahilinde yolun önünün açılacağını düşünenlere "Biz
buradayız ve o yola engel olana kadar da direneceğiz" dedik.
Son olarak şunu da belirtmek gerekir ki,
yerel seçimlerin yaklaştığı ve forumlarda da tartışıldığı bir dönemde Ankara
Büyükşehir Belediyesi’nin inşaatına başlamış olduğu rantın yoluna karşı
bizlerin ne istediği, nasıl bir yerel yönetim anlayışı istediğimize dair de
bizlere fikir verecektir. 100 Yıl İnisiyatifi olarak ne istediğimizi açıkça
ortaya koyduk.
Ne İstiyoruz?
* Başta 100. Yıl'da süren viyadük inşaatı
olmak üzere TOKİ, bakanlıklar ve belediyeler eliyle yürütülen Ankara'daki
hukuksuz tüm kentsel dönüşüm projelerinin durdurulmasını istiyoruz.
* 1997 yılından beri 1 metre bile metro
inşa etmeyen belediyenin trafik sorununu çözmek için metroyu ve toplu taşımayı
bir an önce ucuz, kolay, ulaşılabilir ve hızlı hale getirmesini istiyoruz.
* Geniş halk kitlelerinin karar
süreçlerine dahil olduğu, ekolojik yaşamı koruyan, sosyal yaşamla uyumlu, AVM
ve otomobil odaklı değil, insan odaklı bir kent planı için mahallelerdeki
inisiyatiflerin ve forumların muhatap alınmasını istiyoruz.
* Projenin çizimini üstlenen ve
öğrencisini kira rantının içinde zor durumda bırakan ODTÜ rektörlüğünün
bağlantı yoluna verdiği onayı çekmesini ve projenin çiziminde görev alan
öğretim üyelerinin halktan özür dilemesini istiyoruz.
* Belediyelerin mahallelerdeki atık, yeşil
alan, kamusal alan, konut ihtiyacı, yerel ekonomi gibi sorunlara kentin
yerleşim ve imar özelliklerine, tarihi dokusuna ve özellikle de sosyal yapısına
göre farklı ve etkili çözümler üretmek için halkla somut ilişkiler içinde
olmasını istiyoruz.
KAHROLSUN BAĞZI YOLLAR!
GÖKÇEK ELİNİ MAHALLEMDEN ÇEK!
OTOYOL YAPMA BOŞUNA, YIKACAĞIZ BAŞINA!
MAHALLEME, PARKIMA, ORMANIMA DOKUNMA!
BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder