4 Eylül 2013 Çarşamba

TRT'de "İşimi Seviyorum" ve Savaşa Hazırlık



Geçen gün TRT’yi izlerken bir işçi olarak hükümetin politikalarından bir kez daha iğrendim. İzlediğim programın adı, “İşimi Seviyorum”. Amaç insanların işlerini sevmelerini sağlamak ve onları sermayeye daha verimli hale getirebilmek. Düşünüyorum da, bütün tv kanalları sabahtan akşama kadar çalışmanın propagandasını yapsalar kaç işçiye işlerini sevdirebilirler ki? Burada asıl amaç, hükümetin burjuvaziye "gül yüz"ünü bir kez daha gösterip "bak biz sizin yanındayız, çıkarlarımız ortak" vurgusu yapması. Sanki onlar çıkarlarının ortak olduğunu bilmiyormuş gibi.
Aslında AKP hükümetinin kartları bu kadar açık oynamasının sebebi bütün dünyanın, NATO’nun TC ile elbirliğiyle Suriye’ye yapacağı müdahaleyi konuşuyor olmasından başka bir şey değildir. Türkiye bu savaşta yer alacaksa hükümet, Türk burjuvazisi yanında olmadan bu savaşta yer alamayacağını çok iyi biliyor ve atılan adımları da buna göre atıyor. Bizler çoğu zaman gündelik hayatımızı mücadeleyle geçirmenin bir şeyleri değiştirmeye yaramayacağına inansak da, burjuvazi ve onların temsilcisi AKP onlar için ne kadar büyük bir tehlike olduğumuzu bildiklerinden gündelik hayatımızı sömürü düzenine ve çıkacak savaşa razı geleceğimiz şekilde şekillendirmeye çalışıyor.
Peki bizler, yani işçi sınıfı onlara karşı ne yapmalıyız?
Bundan 10 yıl önce bir Suriyeliye, Mısırlıya "10 yıl sonra ülkende bunlar olacak" deseydik belki de delirdiğimizi söylerdi, fakat gerçekleşti. Peki bundan 10 yıl sonra bu bombaların İstanbul’da. Ankara’da, İzmir’de patlamayacağının bir garantisi var mı? Tabii ki hayır! Peki, bizim tutumumuz ne olacak? Bizleri her gün sömüren, sömürdüğü yetmezmiş gibi medyasıyla, elindeki tüm araçlarla bizi halinden memnun köleler haline getirmeye çalışan bu hükümet bize savaşa girerken "haydi cepheye!" dediğinde bizler ne yapacağız? Elimize silah alıp "kendi" ülkemizi mi savunacağız, yoksa "Suriye’de, Mısır’da da bizler gibi sömürülen halk bizim kardeşimizdir,kardeşlerimize silah doğrultamayız, savaş istiyorsanız önden siz buyurun!" mu diyeceğiz hükümetimize?
Elbette sınıf dayanışmasını vurgulayacak ve dünyanın bütün işçileriyle aynı kaderi paylaştığımızı unutmayacağız ve savaşı dahi örgütlenmemize bir araç olarak kullanacağız. Bugünkü forumları olduğu gibi fabrikalarımızı da örgütlenme alanlarına çevireceğiz. Bugün koskocaman hükümetler bile tek başına bir şeyler yapamayacağının kanaatine varmış ve bütün planlarını kendi sermayelerini uluslararası alanda arttırma planları yaparken, biz işçiler neden birleşmiyoruz? Bizi birleştirecek olan ortak çıkarlarımız, silahımızsa sermayemiz değil, üretimden gelen gücümüzdür!
Artık evde ya da kahvede oturmaktan vazgeçelim. Bizler bütün gün makinaların başında ter akıtıp eve döndüğümüzde bize işimizi ne kadar çok sevmemiz gerektiğini anlatan programlar izlemeye devam ettikçe ömür boyu ancak karnımızı doyurmaya anca yetecek bir geleceğimiz olacak.
Sömürü düzenine son vermek ve dünyaya barış getirmek bizlerin, işçi sınıfının görevi!
Kartal’dan İMD’li bir fabrika işçisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder