Geçen gün TRT’yi
izlerken bir işçi olarak hükümetin politikalarından bir kez daha iğrendim. İzlediğim
programın adı, “İşimi Seviyorum”. Amaç insanların işlerini sevmelerini sağlamak
ve onları sermayeye daha verimli hale getirebilmek. Düşünüyorum da, bütün tv kanalları sabahtan
akşama kadar çalışmanın propagandasını yapsalar kaç işçiye işlerini
sevdirebilirler ki? Burada asıl amaç, hükümetin burjuvaziye "gül yüz"ünü
bir kez daha gösterip "bak biz sizin yanındayız, çıkarlarımız ortak" vurgusu
yapması. Sanki onlar çıkarlarının ortak olduğunu bilmiyormuş gibi.
Aslında AKP
hükümetinin kartları bu kadar açık oynamasının sebebi bütün dünyanın, NATO’nun TC
ile elbirliğiyle Suriye’ye yapacağı müdahaleyi konuşuyor olmasından başka bir
şey değildir. Türkiye bu savaşta yer alacaksa hükümet, Türk burjuvazisi yanında
olmadan bu savaşta yer alamayacağını çok iyi biliyor ve atılan adımları da buna
göre atıyor. Bizler çoğu zaman gündelik hayatımızı mücadeleyle geçirmenin bir
şeyleri değiştirmeye yaramayacağına inansak da, burjuvazi ve onların temsilcisi
AKP onlar için ne kadar büyük bir tehlike olduğumuzu bildiklerinden gündelik
hayatımızı sömürü düzenine ve çıkacak savaşa razı geleceğimiz şekilde
şekillendirmeye çalışıyor.
Peki bizler,
yani işçi sınıfı onlara karşı ne yapmalıyız?
Bundan 10 yıl
önce bir Suriyeliye, Mısırlıya "10 yıl sonra ülkende bunlar olacak" deseydik
belki de delirdiğimizi söylerdi, fakat gerçekleşti. Peki bundan 10 yıl sonra bu
bombaların İstanbul’da. Ankara’da, İzmir’de patlamayacağının bir garantisi var mı?
Tabii ki hayır! Peki, bizim tutumumuz ne olacak? Bizleri her gün sömüren,
sömürdüğü yetmezmiş gibi medyasıyla, elindeki tüm araçlarla bizi halinden
memnun köleler haline getirmeye çalışan bu hükümet bize savaşa girerken "haydi
cepheye!" dediğinde bizler ne yapacağız? Elimize silah alıp "kendi" ülkemizi mi
savunacağız, yoksa "Suriye’de, Mısır’da da bizler gibi sömürülen halk bizim
kardeşimizdir,kardeşlerimize silah doğrultamayız, savaş istiyorsanız önden siz
buyurun!" mu diyeceğiz hükümetimize?
Elbette sınıf
dayanışmasını vurgulayacak ve dünyanın bütün işçileriyle aynı kaderi
paylaştığımızı unutmayacağız ve savaşı dahi örgütlenmemize bir araç olarak
kullanacağız. Bugünkü forumları olduğu gibi fabrikalarımızı da örgütlenme
alanlarına çevireceğiz. Bugün koskocaman hükümetler bile tek başına bir şeyler yapamayacağının
kanaatine varmış ve bütün planlarını kendi sermayelerini uluslararası alanda
arttırma planları yaparken, biz işçiler neden birleşmiyoruz? Bizi birleştirecek
olan ortak çıkarlarımız, silahımızsa sermayemiz değil, üretimden gelen
gücümüzdür!
Artık evde ya da
kahvede oturmaktan vazgeçelim. Bizler bütün gün makinaların başında ter akıtıp
eve döndüğümüzde bize işimizi ne kadar çok sevmemiz gerektiğini anlatan
programlar izlemeye devam ettikçe ömür boyu ancak karnımızı doyurmaya anca
yetecek bir geleceğimiz olacak.
Sömürü düzenine
son vermek ve dünyaya barış getirmek bizlerin, işçi sınıfının görevi!
Kartal’dan İMD’li bir fabrika
işçisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder