4 Ekim 2012 Perşembe

"Huzur Sokağı"nın İdeolojisine Yanıt: Huzur İsyanda!



Hepimizin malumu olan bir gerçek var hayatımızda: televizyon dizileri. Dizi furyası artık öyle bir hal aldı ki, çalışma saatlerimize göre günün her saatinde izleyebilecek bir dizi bulabiliyoruz. Hattâ dizi sektörü öyle gelişti ki, toplumun her kesimi için ayrı bir dizi yapılabiliyor desek daha doğru. 
İşte bunlardan biri de yeni gösterime giren Huzur Sokağı. İlk başta bu dizinin de diğerlerinden pek bir farkı yokmuş gibi görünüyor: Mini etekli zengin bir kız okulun en çalışkan çocuğuna kafayı takmıştır, rakibi de “cadı” annesinin dayatmaları altında yaşayan ve bu çocuğa depresif bir aşkla bağlanan başı kapalı bir genç kızdır.
Ancak dizide esas oğlan karakterine baktığımızda AKP’nin yaratmak istediği genç tipinin beyaz perdeye aktarılmış hali çıkıyor karşımıza. Kapitalist sistemin ihtiyaçlarına uygun, aynı zamanda muhafazakâr değerlerine bağlı bir genç erkek tipi. Dizinin diğer karakterlerine baktığımız zaman ise bütün iyi ve mutlu karakterler muhafazakâr, haline şükreden tiplerdir. Onların dışında kalanlar ise elbette iç huzurdan yoksun ve mutsuzdur. Sürekli bir arayış içerisindedirler vesaire…..
 Dizide ara ara başörtüsü ile  ilgili vurgular yapılarak sanki bugüne kadar sadece onlar ezilip dışlanmış gibi, sürekli “türbanlı genç kızlarımız üniversitelere alınmıyor”, “başörtülü kızlarımız eziliyor” mesajı eksik edilmiyor. Tabii amaç muhafazakâr işçileri diğer işçilerle karşı karşıya getirmek. Madem o kadar demokratsınız, haksızlığa karşısınız, haksız yere hapis yatan öğrencilerden neden bahsetmiyorsunuz?
 Burjuvazinin kendi iç çatışması dizilere de taşmış durumda. Patronlar sınıfı ellerindeki bu araç sayesinde emekçileri kendi kamplarına payanda edebilmek için var gücüyle çalışıyor. Oysa ister muhafazakâr olsun ister Kemalist bütün patronlar bizim düşmanımızdır. Hepsinin derdi vampirler gibi kanımızı emmek, sırtımızdan kazandıkları paralarla sermayelerini büyütmektir. İşçiler olarak tek bir çıkarımız var, o da herhangi bir burjuva kampın peşinden gitmek değil, patronlara karşı sınıf cephesi saflarını örmek ve patronlara karşı saflarımızı sıklaştırmaktır. 
Huzur “Huzur Sokağı”nın ideolojisinde değil, huzur kapitalizme karşı isyanda!
Bursa’dan Bir İMD’li 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder