Trakya
Üniversitesi öğrencileri olarak fakültemiz içinde bulunan TÖK (Tıp Öğrenci
Kolu) odasının yeni rektörlük tarafından bilgisayar odasına çevrilmesini ve
panomuzun sökülmesini 5 Ekim Cuma günü basın açıklaması; ardından alkışlar,
sloganlar eşliğinde gerçekleştirdiğimiz yürüyüş ve dekanlık önündeki oturma
eylemimizle protesto ettik.
Odamız
Eylül ayında boşaltılmış, TÖK panosu sökülmüş, odaya iki bilgisayar konulup
artık bilgisayar odası olarak kullanılacağı söylenmişti. Trakya Üniversitesi
Balkan Yerleşkesi’nde fazladan iki bilgisayara daha ihtiyaç yok, kütüphanemizde
bir bilgisayar odamız zaten var. Haliyle bilgisayarların odayı TÖK’ten almak
için, odanın alınmasının da TÖK’ü susturmak için bir bahane olduğuna ilişkin şüphelerimiz
oluştu.
Mücadelemize
dilekçe hazırlayıp öğrencilerden imza toplayarak başladık. 220 imza topladık. Bu
süreçte rektörlükle görüşmeye çalıştık. Bir sonuç alamayınca basın açıklaması
ve yürüyüşle 220 dilekçeyi dekanlığa teslim etmeye karar verdik. Cuma günü
fakülte önünde toplandık. Basın açıklamasının ardından “Tıp Öğrenci Kolu
susturulamaz”, “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır”, “Yaşasın öğrenci dayanışması”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep
beraber ya hiçbirimiz” sloganları eşliğinde Tıp Fakültesi Dekanlığı’na yürüdük.
Dekanlık
önünde yaklaşık 1 saat eylemimizi sürdürdükten sonra 220 dilekçeyi teslim etmek
üzere Öğrenci İşleri’ne girmek istedik. Ancak, kapıda güvenlik görevlileri etten
duvar örmüştü ve bize içeri ancak tek tek girebileceğimizi söylediler. Bu
esnada çoğu arkadaşımız dersi olduğundan ayrılmıştı ve sayıca neredeyse
güvenlikler kadar kalmıştık. Buna rağmen hep birlikte girmemizi istememeleri
bizden ne kadar korktuklarının, gücümüzün büyüklüğünün bir göstergesiydi aslında.
Bizi kendi öğrenci işlerimize almamaya hakları olmadığını söyledik. İşin daha
da ilginç yanı kendi öğrenci işlerimize biz alınmıyorduk, ama içerde bir sivil
polis vardı!
Bir
arkadaşımız girip dekan yardımcısıyla görüştü ve neticede hep birlikte girip dilekçelerimizi
teslim ettik. Dekan yardımcısına okulda nasıl sivil polisin olabileceğini
sorduğumuzda bundan haberi olmadığını, güvenlik görevlilerinin bizim gözümüzü
korkutmak için çağırmış olabileceğini iddia etti. Görevinin daha başında odamıza el koyan ve kullanmaya çalıştığımız diyalog
yolunu da elinin tersiyle iten rektörlük, söz bitip sıra eyleme geldiğinde de
bizi engellemek için elinden geleni yapacağının sinyallerini böylece vermiş
oldu. Ancak:
BASKILAR
BİZİ YILDIRAMAZ, ODAMIZI GERİ İSTİYORUZ!
Edirne'den İMD'li Tıp Öğrencileri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder