4 Eylül 2012 Salı

Yaz Kampının Ardından Bir Pazar Pikniği



Kampın kısa sürdüğüne dair homurdanmalar, birkaç gece daha uzun kalmak isteyen arkadaşlarımızın istekleriyle kamp ekibi olarak bir piknik yapmaya karar verdik. Anadolu ve Avrupa yakasından arkadaşların rahat gelebileceği bir yer belirlemeliydik ve Altunizade İzci Kamp alanı tam buna uygundu.
Kahvaltıyla başlayacağımız piknik için saat 10’da toplanmaya başladık. Programı kahvaltı, kamp değerlendirmesi, serbest zaman, öğle yemeği, toplantı, müzik ve oyunlar olarak belirledik. Serbest zamanda Hababam Sınıfı’nın çekildiği okulu ziyaret ettik, tadilatta olduğundan dolayı içeri giriş yasaklanmıştı. Biz de okulun ana kapısının önünde, bu filmle büyüyen herkes gibi klasik film üzerinden sohbetler çevirirken, birden kendimizi sahneleri canlandırırken bulduk. Mahmut Hoca’nın penceresinden bakamasak da, cama gülle atamasak da, Badi Ekrem bize tek ayak cezası verdi!
Ev yemekleriyle yapılan öğlen yemeğinin ardından, toplantı düzenine geçtik. Tartışma konusu olarak da 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün de ardından barış konusunun konuşulması talep edildi. Konuyu iki şekilde ele aldık: Kürt sorunu bağlamında barış ve işçi sınıfına karşı tüm dünyada silahlı-silahsız bir şekilde yürüyen savaş. Barışı kimin getireceği, işçi sınıfı açısından barış nasıl gelecekti, silahların inmesi barışın gelmesi mi anlamına geliyordu? Salt savaş karşıtlığı üzerinden kurulan barış sloganı kitleler açısından ne anlam taşıyordu? Suriye-Türkiye savaşında nasıl bir tutum almalıydık? Savaşın silahlarla devam ettiği gibi, aynı zamanda işçiler açısından da sermayeyle 24 saat savaşın içinde olunduğu, o nedenle sınıfları kaldırana dek de barışın gelmeyeceği, aslında barışın da savaşla, ama sınıf savaşıyla geleceği konuşuldu. Tüm bunları konuştuktan sonra halaylarla türkülerle pikniğimizi sona erdirdik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder