Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde taşeron olarak çalışan ve güvenceli
çalışma koşulları için eylem yaptıkları gerekçesiyle işten atılan 51 işçinin,
35 gündür devam eden direnişi zaferle sonuçlandı.
Çalıştıkları
ortamda her türlü angarya işe maruz kalan, taşeron sistemin yaratığı bütün hak
kayıplarıyla karşılaşan, tüm bunlar yetmezmiş gibi maaşlarında da kesinti
yapılan işçilerin verdiği mücadele 35 gün önce işten atılmalarına neden
olmuştu. Bunun üzerine hastane bahçesinde çadır kuran işçiler direnişe
başlamışlardı. İşçiler, işe geri alınmayı, çalışma koşullarının
iyileştirilmesini, maaşlarında iyileştirilme yapılmasını ve kendileriyle ilgili
kararlarda söz sahibi olmayı istiyorlardı. Ve bu taleplerini, işten
atılmalarının esas sorumlusu olan hastane yönetimine kabul ettirmek için sonuna
kadar direneceklerini belirtmişlerdi.
Bu
süre içerisinde üst "işveren" olan hastane yönetimi türlü yöntemlerle
direnişi bastırmaya çalıştı. Önce özel güvenlikleri işçilerin üzerine saldırttı,
ancak bu saldırı püskürtülünce başka tehditler savurmaya çalıştı. Bu
yöntemlerle başarıya ulaşamayan Rektör Murat Tuncer bu kez de sağa sola astığı
pankartlarla, olayla ilgilerinin bulunmadığını anlatmaya çalıştı. Bu esnada ara
ara yardımcısını işçilere yollayıp tehdit etmekten de geri durmadı.
İşçiler
ise kar, kış demeden mücadeleye devam ettiler. Bu süre zarfında çeşitli
yöntemlerle yine yıldırılmaya çalışıldılar. Elektrikleri kesildi, aldırmadılar.
Yakılan direniş ateşinin etrafında direnişe destek verenlerle birlikte
mücadeleyi sürdürdüler. Çok fazla sıkıntılar da yaşandı elbette. Direnişteki
kadın işçilerden biri karnındaki bebeğini kaybetti. Ama hep umut doluydular:
“Başka çare yok, zaten öncesinde de sorunsuz, sıkıntısız günümüz yoktu ki”
diyorlardı. Gerçekten de öyle. Düzen, patronların düzeni. Onlara çalışmaktan,
onların bize sunduğu hayattan başka bir hayata sahip olmak ne yazık ki elimizde
değil bu düzen içerisinde. Ama bir şeyleri elde etmek, hattâ bu düzeni onların
başına yıkmak mümkün. Bunun yolu yalnızca mücadele etmekten geçiyor, işte
Hacettepe işçilerinin bize yeniden öğrettiği şey budur.
Direnişi
basın açıklamaları ve eylemlerle sürdüren işçiler 13 Aralık Cuma günü Dev-Sağlık
İş Yönetimi eşliğinde hastane yönetimiyle görüştüler. Görüşmeye bazı
milletvekilleri ve Sağlık Bakanlığı temsilcileri de katıldı. Rektör, işçileri
üniversitenin işçisi olarak iktisadi işletmede işe almayı teklif etti. Bu,
işçilerin sözleşmeli olarak işe alınması, dolayısıyla taşerondan da kurtulması
anlamına geliyordu. Bu görüşmeden sonra, işçilerin bu teklifi değerlendirip 16
Aralık Pazartesi günü durumu netleştireceklerini biliyorduk. Yapılan görüşmelerden
sonra işçilerin hak kaybı yaşamadan işe geri alınma süreci başladı. Atılan tüm
işçiler işe başlayıncaya kadar direniş çadırının kaldırılmayacağı belirtildi.
Hacettepe
işçilerinin direnişi hepimize umut olmalı ve ders olmalıdır. Haklarımızı elde
etmenin direnmekten başka yolu olmadığını öğretmesi bakımından ders olmalı ve
mücadelenin kararlı durdukça başarıya ulaştığını görmek açısından da umut
olmalıdır.
DİRENE
DİRENE, DİRENİŞTEN ZAFERE!
İŞÇİLERİN
BİRLİĞİ SERMAYEYİ YENECEK!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder