Pazar günü çok güzel bir etkinlik
gerçekleştirdik. Etkinliği sahiplendikçe, bu etkinlik için emek verdikçe
heyecanım, kaygım arttıkça artmıştı. Herhalde hiçbir kişisel kaygı,
örgütlü yaptığımız bir işin nasıl olacağına dair endişelerden daha stres verici
olamaz. Amma velakin, iş bittiğinde, hem de başarıyla bittiğinde, bu gerçekle
beraber, hiçbir kişisel mutluluğun kolektif mutluluktan daha kıymetli
olamayacağını, hiçbir kişisel başarının örgütlü bir şekilde bir şey başarmış
olmaktan daha büyük bir haz veremeyeceğini de anladım.
Bir yoksul çocuklara yardım derneği
de bulabilirdim içinde mücadele etmek için. Veya bir çevre derneği ya da hayvan
haklarıyla ilgili bir şeyler… Olmadı, kendi meslek odamda örgütlenmekle yetinebilirdim
belki. Elbette samimiyetle, iyi niyetlerle verilen her mücadele değerlidir.
Fakat ne yazık ki, bu şekilde, tüm toplumlara sirayet etmiş kapitalizm
hastalığının semptomlarından bir tekini düzeltmekten bir adım öteye
gidemeyecektim. Hastalık öylece kaldığı sürece de semptomlar tekrarlayıp
duracaktı.
Şimdi, hastalığın kendisini nasıl yok edeceğimize dair
önderlerimizden kalan bir planımız ve beraberinde kendi örgütlü gücümüz varken,
bu işin içinde olduğum müddetçe kendimi "iyi
insan" hissediyorum. Ve
yapabileceğim –tabii yapabilseydim eğer– hiçbir kişisel sosyal yardım veya hekim
olduğumda, ölmekten kurtarıp sürünmeye göndereceğim hiçbir hayat, kapitalist
sisteme karşı örgütlü mücadelenin; insanı onurlu, cesur, kararlı, iradeli
olmaya iten haklı mücadelemizin hissettirdiği kadar bana kendimi "iyi insan"
hissettiremezdi.
Bir sürü güzel şey hissettiren, bir
sürü deneyim kazandıran bu etkinliğimizde emeği geçen ve bir şekilde
destekleyen herkese çok teşekkürler.
İMD’li Bir
Tıp Öğrencisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder