19 Ekim 2015 Pazartesi

Dicle Deli…

Baharı, çiçekleri, şiiri seven insan. Tüm sevenlerine ve insanlığa en zor vedayı yaşatan barış meleği yoldaşımız. Onu ilk tanıyışımı, son sarılışımı asla unutamıyorum, çünkü onu tanımamla birlikte olabileceği her mekânda, her eylemde, her toplanışımızda gözlerim onu arıyordu, onu tanıyan arkadaşlarıma “Dicle nerde ki, gelecek mi?” diyordum. Dicle'nin olduğu her yer farklıydı. Sohbeti, neşesi, türküsü, gülüşü, enerjisi muhteşemdi; karşısında durduğunuzda size bir sıcak sarılması olur ki bırakmak istemezdiniz ya da karşısında olmayın o illa gelir ve en muhteşem haliyle çıkardı karşınıza.



Onu en son Suruç için düzenlenen oturma eyleminde Avcılar'da tesadüfen görmüştüm. Özlemiştim, uzun zamandır görüşmemiştik; önce o sıcacık dost kucağını açar sana, hemen seni önemseyişini gösteren sorularını sorar ve yaşadığınız bir derdiniz mi var kendi derdi yokmuş gibi gelir sizinle ayrıca tasanıza ortak olurdu, yardım meleği gibi yapabileceği her şeyi yapmak isterdi. Bir taneymiş meğer...

Güzel gözlü, güzel yüzlü meleğim barış içinde uyu…

Adın gibi akacak barış, sözümüz olsun Dicle…

Diyeceğiz ki bizler de Dicle gibi, barışı getirmeye geliyoruz…

İstanbul’dan İMD’li Bir Kadın Öğrenci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder