İMD Yalova kampı…
Açıkçası kampa katılacaklardan çoğunu tanımamama, son kamp
deneyimimin üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına ve ne ile karşılaşacağımı bilmememe
rağmen İMD’li bir arkadaşımın daveti üzerine katıldım ve iyi ki katılmışım.
Daha Beşiktaş’tan yola çıktığımız andan itibaren elime
tutuşturulan kamp malzemesi poşetlerinden kampın öyle “yan gelip yatılacak” bir
yer olmadığını anlamıştım. Nitekim gece kampa vardığımızda katılan bütün
arkadaşlarla yapılan toplantıdan itibaren benim için bir kolektif yaşam
deneyimi başladı. Duygusallaşmak istemiyorum ama farklı yerlerden gelmiş, birbirini
tanıyan tanımayan arkadaşların “bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi
kardeşçesine” yaşamanın küçük bir modelini yaratmaları muhteşemdi. Muhteşem Gezi direnişinde olduğu gibi. Hayatımın ilk
uçurtmasını üstelik başarılı bir şekilde yapmış olmam da cabası.
Sadede gelirsek; demek ki asgari insani koşullarda ve yalnız
olmadığını farkettiğinde insanoğlu-kızı bireyselliğini kaybetmeden ama bencil
olmadan “başka bir dünya” için kolları sıvayabilir ve o dünyayı kurabilir
diyebilmek güzel şey…
İstanbul’dan bir blog okuru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder