Yoğurtçu Parkı atölyelerinde uzun zamandır konuştuğumuz “karar alma
mekanizmaları, örgütlenme, halkın kendi özyönetimi, parka gelmeyenlere ulaşma”
gibi başlıklar en sonunda bizlere mahalle meclislerini kurma ihtiyacı
hissettirdi. Bu ortak fikirlerle bir araya gelen forum katılımcıları ile meclis
çalışmalarını yürütmeye başladık. Şu an Yeldeğirmeni, Osmanağa, Caferağa ve
Fikirtepe’yle sınırlı kalsa da, uzun vadeli planlarımızı hayata geçirmek için
şimdiden düzenli tartışmalara başladık.
Mahalleler ikinci toplantılarını parkların dışında, kendi mahallerinde
yaptılar. Katılım oldukça yüksek, insanlar oldukça heyecanlıydı. İş yapmak
isteyen insanların sayısı azımsanamayacak düzeydeydi. Kararlar ilk önce mahalle
sorunları üzerine odaklansa da, amaçlardan biri forumlardaki konuları
Türkiye, hattâ dünya gündemine taşıyabilmek. Ama bugün mahalleliler, ilk defa
kendi sorunlarının çözümü için harekete geçtiler.
Caferağa Mahallesi özelinde gençlerin sokakları tuvalet olarak kullanması
ve yüksek gürültü yapması bütün ev sakinlerinin dile getirdiği konulardan biri
oldu. Çıkan kararlar ise sokaklara umumi tuvalet yapılması ve Cumartesi akşamı
saat 9’da mahalleli ve sokakta içen gençlerle içki içilen bölgelerde forum
yapılması. Uzun zamandır ilk defa, polis, belediye, zabıta gibi devletin resmi
kurumlarına “şikayet” etmeden kendi iç meselelerini kendi çözmeye karar verdi
mahalleli.
Bir diğer başlık ise kurulan örgütlenme komisyonu. Mahallelerde nasıl
örgütlenebiliriz? Her sokakta nasıl bir koordinasyon oluşturabiliriz? Hattâ
uzun vadeli olarak bunu diğer ilçelere taşıyıp, nasıl İstanbul halk yönetimini kurabiliriz?
Kurulmuş olan mahalle koordinasyonunun değişip değişmemesi üzerine oy
kullandık ve değişmemesi adına karar çıktı. Komitenin ihtiyaç duyduğu bir diğer
konu ise, sınıfsal talepleri de gündeme alabilmek. Elbette bu noktada en fazla
bastıranlardan biri biziz.
Bu hafta içi bütün mahallenin temsilcilerinin toplanacağı, herkese açık bir
toplantı düzenlenecek. Toplantı sonuçlarına göre mahallelerden çıkan kararları
buradan tekrar duyuracağız.
Anadolu yakasından bir grup
İMD’li
tuvalatet meselesi şu yüzden önemli, gecedenden sonra tekellerden içki satış yasağının çıkmasının sebeplerinden biri de mahalelilerin sokakta içki tüketen insanların kendi sokaklarında olur olmadık yerleri kirletmeleriydi. sakinler haliyle bu durumdan rahatsız oluyordu kimisiyse tabii ki beledeiyeye şikayette bulunuyordu. sırf bu yasak ile kapanan, taşınan, devredilen, belki işsiz kalan bir çok bakkal olduğu gibi yasağın geçerli olduğu ve olmadığı yerlerde devir/satış fiyatları, kiralar vb çok değişti."içkili restaurant" olarak geçen yerler ise satışa devam edebildikleri için tam tersi olumlu-olumsuz etkileri oldu.. firmaların "bayii kanalı" olarak değerlendirdiği bu bakkallara ve içkili restaurantlara da dağıttığı komisyon, promosyon vs de öyle..
YanıtlaSilyani ki sidik deyip geçmeyin önemliydi..
"küçük şeyler"le uğraşmaya devam eden herkese kolaylıkların devamını diliyorum.
Bazen tam da bu 'küçük şeylerden' dolayı meclisler eleştiri alabiliyor. Eleştiri verenleri de tahmin edebiliriz, neyin küçük neyin büyük olduğunu kendi doğruları ile yukarıdan dayatmacı bir şekilde mahalleliye sunmak isteyenler. Gerçekten de meclislerin en önemli kısmı, devletin resmi aygıtlarını (polis, zabıta, belediye) iletişim odaklı çözüm konusunda saf dışı bırakmak ama aynı zamanda konuşulan şu oldu "vergi veriyoruz, bütün mali desteği sunmak zorundalar, sunmadıkları taktirde teşhir edeceğiz" anlayışı. Bu çok güzel bir adım. Bu kazanımları görmeden, hemen en iyisi olmalı kafasıyla hiç bir şey öğrenemeyiz. Umuyoruz ki, taleplerimizi daha sınıfsal düzleme de çekip , işçi mahallelerine de bu meclisleri kurabiliriz.
YanıtlaSil