“Anadolu yakasının en büyük yeşil alanına
üniversite yapıyoruz”. Bu bilgi İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kendi
tanıtım metninden alınmıştır. Bilim ve Sanat Vakfı adı altında toplanan Ülker
grubu ve eşrafının ürünü olan Şehir Üniversitesi, AKP hükümetinden aldığı pasta
dilimi ile böyle bir “icraat” yapıyor.
Şehir
Üniversitesi’nin yapılacağı alan 450 bin metrekare, yani 60 futbol sahası
büyüklüğünde. Mücadelenin içinden bir karşılaştırma yaparsak alan yaklaşık 12
Gezi Parkı ediyor. Peki, bu arazinin kaderi nasıl belirlendi? Şöyle bir
bakalım.
TEKEL Cevizli fabrikasının kuruluş çalışmaları 1948 yılında başlamış 1967 yılında
üretime başlanmıştır. Köyden kente göç ve kadın işçilerin istihdamı ile mahalleler
kurulmaya başlanmış; etrafında kurulan büyük fabrikalarla beraber (Singer,
Eczacıbaşı, Siemens vb.) bölge işçi havzası olmuştur.
TEKEL 2001 yılında özelleştirme kapsamına alındı. TEKEL’in alkollü içkiler bölümü 2003
yılında MEY A.Ş.’ye 292 milyon dolara satıldı. Nurol, Limak, Özaltın ve Tutsab
konsorsiyumu olan MEY Grubu şirketin % 92’lik kısmı 810 milyon dolara yaklaşık
üç katı kârla, 2006 yılında Amerikan Texas Pacific Group’a satıldı.
TEKEL
işçisi direnişteyken halkın karşısına çıkıp “Yetimin hakkını kimseye
yedirtmeyeceğiz!” diyen başbakan, MEY A.Ş.’ye iki yılda 828 milyon dolar kâr ettirdi.
Arazi
ise hükümetin çeşitli oyunlarına sahne oldu. 28.11.2008 tarih ve 2008/67 sayılı
Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile TEKEL’e ait; Cevizli’deki 2222 ada, 207
parsel (18.921,82 m2) ve 2222 ada, 237 parsel (296.159,73 m2) TEKEL’in vergi
borçlarına karşılık Maliye Hazinesi’ne devredildi.
Tek
Gıda İş Sendikası; TEKEL’e ait bu alanların Maliye Hazinesi'ne bedelsiz devrine
ilişkin, 28.11.2008 tarih ve 2008/67 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu
kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması için dava açtı. Danıştay 13.
dairesi 11.09.2009 tarihinde, oybirliği ile 28.11.2008 tarih ve 2008/67 sayılı
Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
Ancak davayı açan sendika, kararın verilmesinden kısa bir süre sonra davayı
geri çekti.
21.04.2009
tarihinde, Cevizli, 188 pafta, 2222 ada, 237 parsel sayılı 296.159,73 m2’lik
alan için (2.970.000,00 TL. tahmini bedelle) İrtifak Hakkı İhalesi açıldı.
İhaleyi tek katılımcı olan İstanbul Şehir Üniversitesi, (kuruluş tarihi 31
Mayıs 2008) 2.972.000,00 TL.’lik teklifiyle kazandı. 26.05.2009 tarihinde,
tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri işlemlerin yapılması veya imar planının
yaptırılması, değiştirilmesi ya da uygulama projelerinin hazırlanması ve
onaylatılması gibi işlemlerin yerine getirilebilmesi için 594.400,00 TL.
bedelle 1 yıl süre ile ön izin verildi. İstanbul Şehir Üniversitesi tarafından;
Cevizli, 188 pafta, 2222 ada, 237 parsele yönelik olarak hazırlanan 1/5000
ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı teklifi ile söz konusu parselin KAKS:
0.80 yapılanma şartlarında Üniversite Alanına alınması teklifi, İstanbul
Büyükşehir Belediye Meclisinin 18 Eylül 2009 tarihli toplantısında oy
çokluğuyla kabul edildi. Yöntem ise şöyle işliyor, 49 yıllığına kirala ve sonra
arazinin üzerine kon!
Bu
tahsis ilk değildi. Tekel’in Unkapanı’ndaki Genel Müdürlük binası da başbakana
yakın bir cemaatin sahibi olduğu Medipol Grup’a aynı yöntemle 49 yıllığına hibe
edildi. (bkz: http://www.radikal.com.tr/turkiye/unkapanindaki_tekel_binasi_medipol_grupa_verildi-980661)
Ayrıca
söz konusu arazide 1974 yılında yapılan kazı çalışmalarında, geç Roma erken
Bizans dönemine ait hamam kalıntısı ve birçok tarihi esere rastlandı. Bu nedenle
bölge arkeolojik SİT alanı ilan edildi.
Bir
başka önemli konu, arazinin içerisinde 4.100 adet çeşitli yaş ve cinsteki ağaç
tespit edilip numaralandırılarak koruma altına alındı. Ancak bu ağaçların
akıbeti inşaat başladıktan sonra bulunduğu yerden taşınmak olacak. Bu ağaçların
cinsleri yüzünden taşınmayı kaldıramayıp öleceği, ilgili odalar ve orman mühendisleri
tarafından dile getiriliyor.
Hâlihazırda
arazinin etrafı dikenli tellerle çevrilmiş ve endüstri mirası diye tarif edilen
TEKEL fabrikasında çalışan işçilerin arşınladığı kapıya üniversite tabelası
asılmış; kapılarına da özel güvenlikler dikilmiştir.
İşin
sorgulanması gereken başka bir tarafı da yaklaşık dört buçuk yıldır belediye
hizmeti veren Kartal Belediyesi’nin (Belediye Başkanı CHP’den) halkı
bilgilendirmemiş ve uyarmamış olmasıdır.
Yukarıda
bilgilerini verdiğimiz gibi araziyle ilgili kamu davaları açıldı. Ancak "adalet"
yine kılıfına uydurularak mülkü olanın yanına çekildi. Hiçbir mahkeme “adaletin
ve kalkınmanın” önünde duramadı.
Özel
üniversite, parası olanın okuması demektir. Özel üniversite, işçiye emekçiye
onun çocuklarına, kapalı alan demektir. Biz parklarımızın yeşil alanlarımızın
özel mülk olmasını istemiyoruz. Yeşil alanlar toplumsal mirasımızdır. Taksim’deki
toplumsal mirasımızı diktatörler bile elimizden alamadı. Biz istersek vermeyiz
de alırız da!
Anadolu
yakasının en büyük yeşil alanını, biz Anadolu’da ikamet edenler ve özellikle
Kartallılar, park olarak kullanmak istiyoruz. O alan herhangi bir doğal afette
kullanabileceğimiz tek yer!
Tüm
çapulcuları yeni bir Gezi Parkı yaratmaya çağırıyoruz!
Cevizli
Tekel alanı hepimizin!
Yaşam
TEKELimizde!
Yaşasın
PARKların Kardeşliği!
Kartal’dan
İMD’li İşçiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder