17 Ekim 2013 Perşembe

Bayramda da Direniriz - Feniş Direnişi Sürüyor!



İMD olarak, çok uzun yollardan geçerek, direnişlerinin 41. gününde Feniş işçilerini bayram ziyaretine gittik.

Sloganlarımızla girdiğimiz fabrika sahasında işçilerin ailelerini de görmek mutluluk vericiydi. Direnişlerde ailelerin kazanılmasının, ikna edilmesinin önemini bildiğimizden, biz de daha çok ailelerle zaman geçirmeye çalıştık.
Aileler direnişe ve mücadeleye sıkı sıkı kenetlenmiş durumdalar. Fabrikada uzun yıllar çalışmış olan işçiler 3 aylık maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını almak için tüm olumsuzluklara rağmen direniyorlar. “Eskiden Feniş’e girebilmek için torpil gerekirdi, çok büyük bir işyeriydi burası”  diyen işçi aileleri, “biz buradan ekmek yedik, emeğimizi verdik, şimdi emeğimizi nasıl bırakıp gideriz?” diyerek direnişin gerekliliğini ve neden sürmesi gerektiğini anlattılar.

Taksim’de Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirmiş oldukları eylemde halkın kendilerine sahip çıkmasını isteyen işçilere bir işçi ağabeyimizin eşi Gezi'de işçilerin halka sahip çıkmadığından yakınarak “şimdi de halkın size sahip çıkmasını bekleyemezsiniz” demiş. Bunu duymamız hem sevindirici hem de Türkiye’deki işçi sınıfı mücadelesinin bulunduğu seviyeyi göstermesi açısından düşündürücüydü.
Bazı işçiler krediyle ev almış, fakat direnişte olduğu süre içinde kredilerini ödeyemediğinden evlerinden olmuşlar. Bir işçi ağabeyimizin eşi “2 üniversite öğrencisi çocuğum var, burada olmayı çok istemişlerdi, ama harçlıklarını çıkarmak için kafeterya gibi yerlerde çalışıyor ikisi de” dedi. Biz hayatın zor olduğunu ve patronların bize sadece bir aylık aç kalmayacağımız kadar para vererek kendisine mecbur bıraktığını söylediğimizde o da şunları söyledi: “Burada çalışan arkadaşların çoğu kiradaydı, bırakıp gitmek zorunda kaldılar, tabii kalıp direnenler de var ve biz kararlıyız, burada nöbetimize devam edeceğiz.”
İşçiler patronun bu fabrika sayesinde iki işyeri daha kurduğunu, holding sahibi olduğunu belirttiler. Bu bayram gününde ailelerin 3 aylık maaşlarını ödemeyerek onları mağdur ettiğini, kıdem tazminatlarını ödemeyerek haklarını resmen gasp ettiğini, bu durumun mağduriyetini yaşadıklarını ve bu nedenle haklarını aradıklarını söylediler. Hükümet yetkililerine birçok kez seslendiklerini, hukuki yollardan haklarını aramalarına rağmen, kimsenin mağduriyetlerini gidermediklerini için bu bayram gününü burada direnerek geçirdiklerini belirttiler. Bayramda harçlık yapabilmek için fabrikanın hurdalarını satarak küçük bir bayram harçlığı ile bayramı geçirdiklerini anlattılar.   


Sendika temsilcilerinden biri, sohbetimizde mücadelenin zor ama umut verici olduğundan bahsetti. Avukatlar aracılığıyla yapılan ön protokolde patron Sedat Aloğlu’dan alacaklı olduklarını kabullendirmiş durumda olduklarını bildirdi. Bu önemli ve umut verici bir gelişme işçiler açısından. Bu sayede işçilerin mahkeme süreci yaklaşık bir yıl daha kısalmış oluyor. İşçiler adına olan bu kazanıma sevindik. Ancak fiili-meşru mücadelenin, direnişin yerini hiçbir protokolünün, mahkemenin vs. tutamayacağını anlattık. Onlar da bize hak vererek, haklar tamamen alınana kadar direnişi bitirmeyeceklerini dile getirdiler.
İMD olarak uzun uzun aileleri kazanmanın önemini anlattık. Direnişçi aileler arası ziyaretlerin pek yapılmamış olduğunu öğrendiğimizde, bu ziyaretlerin moral-motivasyon ve kararlılık açısından zorunlu olduğunu belirttik. Direniş komitesine bu yönde bir öneride bulunmaları gerektiği konusunda konuştuğumuz işçilerle hemfikir olduk. Direnişteki işçiyi kendi ailesi sonuna kadar desteklediği sürece o mücadelenin sürmesi ve kazanılması daha kolay olacaktır. Evde kazanılmayan, destek almayan mücadelenin fabrikada kazanılması güçtür!
Feniş işçilerine mücadeleleri kazanımla sonuçlanana kadar, yanlarından ayrılmayacağımızı bir kez daha belirttik. Mücadelelerini THY, KAZOVA, LEROY MERLİN gibi diğer mücadelelerle düşünmenin birbirimiz ve verdiğimiz sınıf mücadelesini anlamamız açısından önemli olduğunu vurguladık.
FENİŞ İŞÇİSİ YALNIZ DEĞİLDİR!
BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder