Biz Taksim'deki Onur Yürüyüşü’ne geçen
seneki eğlenceli kutlamaları da görerek ailecek hep beraber destek olmaya
gitmiştik: 4, 6, 10 yaşında çocuklarla. Ta ki o masum insanların polisin kapsülü
hedefi olmasıyla kaçışmaları, TOMA’nın üstlerine üstlerine sürülmesiyle yürüyüşün cehennem yürüyüşüne döndüğünün farkına varana dek. Evet
polisler oradaki kadın, çocuk, yaşlı düşünmeden sadece saldırmayı seçiyor
ve ben kucağımdaki çocukla onu korumak için kaçmaya çalışırken polis; ne işleri
var burada diyor, “biz burada bu insanlara nasıl bir zulüm sergiliyoruz bizim
ne işimiz var” burada demiyorlar..
Ben kucağımda Meloş'la (o kadar mağdurduk ki bir gazeteci o çocuğu öyle görünce hemen kamerasına sarıldı) arkamda yine
çocuklar ve teyzem her bir çıkışa yönelmeye çalıştığımızda çıkışlar tek tek
kapanıyor, bir sokağa sıkışıp kalıyorduk. Zaten o sokaklar da güvenli değildi.
Esnaf, “burası da aynı olacak çıkın gidin” diyorlardı. Daha çok endişelenmeye
başlıyorduk ki yoldaşlarımız bu zorlu süreçte daima bizleri arayarak, yönlendirerek,
yanlarımızda olduğunu göstererek, bizleri almadan bir yere gitmediklerinden
sakin kalmamıza, o kargaşadan çıkabileceğimize bizleri inandırdılar.
Ve beni ve diğer yoldaşlarımızı
gerçekten sevindiren asıl olay ise teyzemle tanıştıklarında Teyzeciğimin
''aslında bütün kargaşayı polis çıkardı, her şey çok sakin ve güzeldi insanlar
burada hiçbir şey yapmıyordu'' demesi oldu.
Devamında 10 yaşındaki çocuğun ''polisler
ne kadar kötü davranıyor insanlara böyle!'' demesiyle orada gerçeği yaşayarak
öğrendiler. Bu olaylar onlara en büyük hayat dersleri oldu belki de. Eminim o çocuk, evde televizyonda bu
haberleri çok farklı seyrettiğinde bunun farkına varamayacaktı.
Mücadeleyle
dolu bir gündü ama ben bu mücadelenin tam beş meyvesini aldım o gün; kız
kardeşim, üç kuzenim, teyzem; hepsinde kalan şey polisin onlara yaşattığı korku
oldu ve en önemlisi özgürlük isteyen insanlara yapılan zulümleri şimdi daha net
görmüş oldular. Bir sloganımız vardı artık:
Çoluk çocuk ailecek el ele hep birlikte;
onur, özgürlük, insanlık yürüyüşüne!
28.06.2015 | İstanbul'dan İMD'li Bir Öğrenci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder