23 Ocak 2012 Pazartesi

Demokratik Merkeziyetçilik

Troçki’nin Militan’da yayınlanan Demokratik Merkeziyetçilik Üzerine başlıklı mektubu Bolşevik örgütlenme tarzının hem temel kaidesine hem de zorluklarına ilişkin çok önemli bir metindir.
Troçki bu temel ilkeyi şöyle tanımlar.
Demokrasi ve merkeziyetçilik oranları değişmeyen iki öğe değildir. İkisi de somut koşullara, ülke içindeki siyasi duruma, partinin gücü ve deneyimine, üyelerinin genel düzeyine, önderliğin dişiyle tırnağıyla kazandığı otoriteye bağlıdır. Meselenin ileriki dönem için siyasi çizginin belirlenmesi olduğu bir konferansın öncesinde demokrasi merkeziyetçiliğe baskın çıkar. Siyasi eylem söz konusu olduğunda ise, demokrasi merkeziyetçiliğe tabidir. Parti kendi eylemlerini eleştirel olarak masaya yatırma ihtiyacı duyduğunda yeniden demokrasi ön plana çıkar. Demokrasi ile merkeziyetçilik arasındaki denge fiilî mücadele içinde yerli yerine oturur, kimi zaman ihlal edilir, sonra yeniden yerli yerine oturtulur.
Zorluklarına ilişkin olarak ise çok ilginç ve bir o kadar manidar sözler sarf eder. Bolşevik partinin laf üretme değil, iş yapma üzerine kurulu  olmasının gerektirdiği disiplin herkesin kaldırabileceği bir yük olmadığından, demokrasi talebiyle bireysel mızıldanmaların karışması yer yer kaçınılmazdır. Bu yüzden,
Partinin tek tek her üyesinin olgunluğu özellikle de, parti içi işleyişten mümkün olandan daha fazlasını beklememesiyle ölçülebilir. Partiye karşı tutumunu birey olarak yediği fiskelere göre belirleyen kişi kötü bir devrimcidir. Elbette önderliğin tek tek her yanlışına karşı, her türlü haksızlığa karşı vb. savaşmak gerekir. Ama bu “haksızlıkları” ve “yanlışları” diğer şeylerden yalıtık olarak değil, partinin hem ülke içindeki hem de uluslararası ölçekteki genel gelişimiyle bağlantılı olarak değerlendirmek gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder