7 Ocak 2012 Cumartesi

Maltepe Belediyesi Taşeron İşçileri Direniyor!

Maltepe Belediyesi’ne bağlı olarak taşeron şirketlerde çalışan işçiler, fazla çalışma saatleri, düşük ücretler ve alamadıkları sosyal hakları için örgütlenme çalışması başlattılar. İlk önce bir işçinin, sonra başka bir işçinin daha işten atılması üzerine 21 Aralık’ta Belediye binası önünde direnişe geçtiler.
Kendileriyle aynı işi yapan, ancak sendikalı ve kadrolu olan işçilerle aralarında ücret, çalışma saatleri ve sosyal haklar konusunda farklılıklar bulunduğunu belirten işçiler, fazla mesai ücreti alamadıklarını,  1 yılı doldurmadan devamlı iş sözleşmesi yenilenmesi nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı alamadıklarını ve yıllık izin kullanamadıklarını dile getirdiler.
Maltepe Belediyesi’ne bağlı olarak taşeronda çalışan işçilerden 400’ün üzerinde imza toplayarak Belediye Başkanı Mustafa Zengin’e iletmek istediklerini, ancak belediyenin kendilerini muhatap almadığını, talepleri kabul edilene kadar direnişe devam edeceklerini söylediler.
Bugün akşam üzeri Maltepe Meydanı’nda toplanarak, 7 Ocak saat 13.00’te Taksim Tramvay Durağı’ndan CHP İl Binası önüne düzenleyecekleri yürüyüş için çağrıda bulunup, taleplerini yinelediler. Biz de İMD olarak işçilerin yanındaydık!
Kartal Belediyesi’nde de taşerona bağlı olarak çalışıp da aylarca maaşlarını alamayan işçilerden sonra Maltepe Belediyesi’ndeki taşeron düzenine karşı mücadele eden işçilerin işten atılmasını da görünce, aklımıza seçim döneminde meydanları inlete inlete söylenen, tüm medyada ballandıra ballandıra reklamı yapılan, billboardlardaki koca koca afişlere yazılan Kılıçdaroğlu’nun “Taşeronu Kaldıracağız” sözleri geldi. Ne demişti CHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin de, "İktidara geldiğimizde kamu kurumlarındaki taşeronlaşmayı tamamen kaldırıp, tüm taşeron çalışanlarını kadrolu hale getireceğiz". Sanırız iktidara gelemedikleri için sözleri tutmanın da bir anlamı olmadığını düşünüyorlar!
CHP’yle ilgili olarak en başından beri, seçim döneminden önce de sonra da hep şunu söyledik; CHP “solcu” değil, tam tamına bir burjuva partisi olarak değerlendirilmelidir. 12 Haziran Seçimlerinin Ardından adlı yazımızda da belirttiğimiz üzere;
İlkinden ilerleyecek olursak, sol açısından bakıldığında seçimin iki mağlubu CHP ve TKP’dir. CHP sahte sol söylemleriyle iktidar olma hayallerini gerçekleştirememiş ve bir seçimden daha boynu bükük ayrılarak yeni bir “parti içi çekişme” dönemine göz kırpmıştır. Geri bilincinden ötürü CHP’den medet uman işçi ve emekçiler açısından kısa yoldan başarıya ulaşma perspektifinin ne kadar yanlış olduğu bir kez daha görülmüştür. Burjuvazinin has partilerinden biri olan, “işçilere ve sola açılma”yı Süleyman Çelebi gibi sendika bürokratlarını aday göstermekten vb. ibaret gören bir partinin alternatif olamayacağı ve bu tür bir alternatif arayışının, seçim akşamı Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmada olduğu gibi züğürt tesellilerine mahkûm olacağı açıktır. Bu yüzden, güya “solu bölmemek” adına solla alakası olmayan partilere oy verenlerin muhasebelerini bir daha yapmaları şarttır. 
İMD olarak direniş süresince işçilerin yanında olarak mücadeleyi büyüteceğiz. Ve güya solcu CHP’nin işçi düşmanı karakterini teşhir etmeye devam edeceğiz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder