24 Şubat 2012 Cuma

Mücadele Yılı Olarak 2012

geride bıraktığımız 2011 yılı bana göre kapitalizmin derin darbeler almaya başladığı bir yıl olmuştur. Gerek “Arap Baharı” diye adlandırılan olaylar, gerek kapitalizmin baştemsilcisi ABD’nin göbeğinde yaşanan “Wall Street’i İşgal Et!” eylemleri ve Avrupa Birliği ülkeleri ekonomilerinin krizlerle/belirsizliklerle ilerlemesi, bu düşüncemin en temel dayanaklarından bazılarıdır.
Aslında geçmişe bakarsak, kapitalizmin krizlerle ilk sınavı değildir bu. Ancak her fırsatta kendini krizden kurtarmayı başarmış bir sistem olarak kapitalizmin en önemli krizlerinden birini 2011’de yaşadık.
Benim tartışmak istediğim asıl konu 2011 yılından ziyade 2012 yılı olacak. Sınıf mücadelesi veren ve kendisini sosyalist, komünist, devrimci vb. sıfatlarla adlandıranları "kapitalizm karşıtları" diye toparlarsak, onlar, 2012 yılının plan ve programını daha bugünden yapmak zorundadır.
Bizler elbette kapitalizme karşı sürekli mücadele içindeyiz. Ancak sürekli o hamle yaptıktan sonra önlem almaya çalıştığımız için o hep bir adım önümüzde oluyor. Bu durumu değiştirmemiz gerekiyor. Bunun için planlı ve bilinçli hamleler yapan bir tarz geliştirmek gerekiyor.
İşte bunun için 2011 yılında derin darbeler alan ve sorgulanır hale gelen kapitalizme yüklenme zamanıdır şimdi. 2012 yılının ilk ayları da kapitalizmin darbeler aldığı aylar olmuştur. Kaos ve belirsiz ekonomi aynı durumda görünüyor.
En son Yunanistan ve Romanya hükümetleri tarafından alınan ekonomik tedbir kararları, binlerce insanın tepkisine yol açmış ve sokaklara dökülmesini sağlamıştır. Yapmamız gereken şey bence bunu daha derinlemesine işlemek ve kitlelere anlatmaktır. Daha da önemlisi kapitalistlere şunu haykırmaktır: “Kapitalizm çöküyor. Alternatifi de sosyalizmdir.”
İMD olarak derin darbeler almış kapitalizm artık çökmek zorundadır söylemini 2012 yılı içindeki seminer, toplantı, yürüyüş ve eylemliliklerimize yerleştirerek kitlelere ulaştırmamız gerektiğini düşünüyorum.
Bunun için birkaç örnek vermek daha iyi olur. Önümüzdeki en yakın çalışma 8 Mart çalışması. Buradaki görevimiz kadın-erkek yoldaşlarımızla birlikte bunu tartışmak ve bu temelde örgütlenme yapmaktır. Bu bilinçle ve bu sloganla 8 Mart alanına inmek gerekir. Pankartımızda “8 MART 1917’DE BAŞARDIK, YİNE BAŞARACAĞIZ! KAPİTALİZMİ BİRLİKTE YIKACAĞIZ!”, “KADIN-ERKEK EL ELE KAPİTALİZMİ DEVİRMEYE!”, “ANAMIZI AĞLATAN KAPİTALİZMİ YIKACAĞIZ” sloganları yazabilir diye düşünüyorum.
Hemen arkasından 1 Mayıs gelecek. Yine buna benzer bir çalışma ile kapitalizmin yıkılmaya mahkûm bir sistem olduğunu ve bunun için ortak mücadele etmemiz gerektiğini diğer işçi arkadaşlara anlatarak, kapitalizmi tartışarak, düzenin derin uçurumlarını işçilerin gözleri önüne getirerek 1 Mayıs’a hazırlanmalıyız. Slogan olarak şöyle bir fikrim var: “YUNANİSTAN’DA, AMERİKA’DA VE AVRUPA’DA KAPİTALİZM ÇÖKÜYOR! DÜNYADAN KAPİTALİZM SÖ-KÜ-LÜ-YOR!” vb.
1 Mayıs’ın ardından Haziran ayında emperyalistler zirvesi İstanbul’da yapılacak. Bu "Zirve"ye ve kapitalizme karşı yapılacak bir çalışmayla ücretli kölelik düzeninin karanlık yüzünü ve işçi sınıfının (bilinçli) direnişini bir de İstanbul’dan duyurabiliriz.
Tabii ki bunun yanı sıra Türkiye’de gelişecek çeşitli hak gaspları ve kriz durumunda, aynı şekilde kapitalizmin çökmekte olduğunu vurgulayarak, “Gelin bunu birlikte yıkalım”ın çalışmasını yürüteceğiz.
Sonuç olarak önümüzde yara alan, kendini yenilemekte geciken ve çürüyen bir sistem var. Bu şekilde bu seneyi, kapitalizme işçi sınıfı tarafından, sağlam, planlı ve sol taraftan gelen bir darbe vurmaya ayırabiliriz.
İMD'li Bir Metal İşçisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder