28 Şubat 2012 Salı

28 Şubat ve AKP

AKP’nin 28 Şubat’ın ürünü olduğunu söylemek, AKP’nin 28 Şubat’ı yaptırdığı ve ardından mağdur rolünü oynayarak iktidara yürüdüğünü söylemek değildir. Ama bu örtülü darbenin en çok AKP’nin işine yaradığı ve Kemalist-darbeci zihniyete duyulan tepkiyi Milli Görüş geleneğinden daha iyi suiistimal ettiği bir gerçektir.
2000′e yaklaşırken Türkiye’deki AB’ci mali sermaye henüz kararını vermemişti. Erdoğan henüz akıllarda yoktu ya da daha doğru bir tabirle birçok seçenekten yalnızca biriydi. AKP’ye varmadan önce sol seçenekler de düşünüldü. AKP projesi tüm bunlardan sonra yürürlüğe konuldu.
İki kartı da cebinde hazır bulunduran burjuvazi tüm bunlar olup biterken, “hapis yatıp çıkmış” Erdoğan’ın şahsında sağcı politikacı profiline uygun bir “mazlum-kahraman” yaratmıştı bile. Sol alternatif olmayınca, başını TÜSİAD’ın çektiği ve içinde 1980 sonrasında önemli sermaye biriktirmiş, dış piyasalarla içli dışlı olan “İslâmcı” sermayedarların da olduğu AB yanlısı burjuvazi, kendi sınıfsal programını uygulayacak temsilcilerini İslâmcı hareketteki “revizyonistler”den seçti. Büyük bir medya harekâtıyla güçlü bir parti adeta yoktan var edildi. Siyasal yelpazenin her kıvrımından birileri yeni çatının altında toplandı, çıkarları AB ile bütünleşmekten yana olan ya da böyle düşünen aydınların desteği alındı, yüzü doğuya dönük AKP’lilere kılık kıyafetlerine, saçlarına başlarına dikkat etmeleri söylendi ve siyaset sahnesindeki her türlü kötülüğün panzehiri olarak AKP vücut buldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder