13 Şubat 2012 Pazartesi

Sinter Metal’de Neler Oluyor?

7 Şubat ve Sonrasında Yaşananlar
Uzun bir mücadelenin ardından Sinter Metal’in işe iade davaları sonuçlandı. 3 yıllık mahkeme sürecinin sonunda işe iade kararı çıktı. Sinter Metal patronu işçileri parça parça işe çağırıyor, işe çağrılan ilk 56 kişi ve İMD 7 Şubat 2012 Salı sabahı 8’de oradaydı.
Ancak bu sürecin başında Sinter işçilerinin her koşulda arkasında olduğunu söyleyen Birleşik Metal-İş Sendikası ve DİSK yöneticileri o sabah orada değildi. Sendikayı temsilen iki avukat ve “arkadaşlar tazminatınızı alıyoruz, daha ne istiyorsunuz?” demekten öteye geçemeyen 1 nolu şube başkanı oradaydı.
Avukatlar yaptıkları açıklamada, “eğer işe geri dönmekle ilgili kafanızda soru işaretleri varsa hiç içeri girmeyin, tazminatınız da tehlikeye girer” diyerek daha başından işçiler arasında bir tedirginlik yarattılar. Diğer yandan, aradan üç yıl geçmiş olması sebebiyle düzenini kuran veya kurmayıp tek umudu Sinter’de işe girmek olan, ancak bu açıklamaların da etkisiyle sendikanın sahip çıkacağından şüphe duyduğunu söyleyerek işe geri dönmek istemeyenlerin sayısı çoktu. Böyle düşünmeleri çok da normaldi, çünkü sendikada yapılan son iki toplantıda içeriye toplu bir biçimde girmenin yaratacağı olumlu sonuçlardan değil, aslında üç yıl önce zaten hak ettiğimiz tazminatımızı nasıl alabileceğimizden bahsedildi. Son olarak, avukatlık ücretleri konusunun açılmasıyla işçilerin kafası iyice karıştı. Sanki Birleşik Metal-İş sendikası Sinter Metal’de örgütlenmek istemiyor, işçilerin içerideki alacaklarını alıp bu işten sıyrılmaktan başka derdi yokmuş gibi davranıyordu.
Bizler sürecin başından beri sendikanın işçilere sınıfsal eğitimler vermesi gerektiğini, meselenin sadece bir alacak-verecek meselesi olmadığının anlatılması ve örgütlü gücün öneminin vurgulanması gerektiğini söyledik, ancak ne yazık ki bu tür adımlar atılmadı. Dolayısıyla işçilerin hem yaratılan güvensizlik havası, hem de birlik olmaktan gelen güçlerinin farkında olmamaları nedeniyle o sabah içeriye sadece 5 kişi girdi. Diğer yandan, elbette bu davanın sadece ekonomik çıkarlar mücadelesi olmadığının bilincine varmış ve içeriye girip sendikal mücadeleyi sonuna kadar sürdürmek isteyen sınıf bilinçli işçiler, yani bizler de varız.
Biz bu sürecin öznesi ve takipçisiyiz, bu nedenle içeri girmek ve örgütlü bir işte çalışmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Gerekirse aslında görevleri olduğu halde kapının önüne gelmeye tenezzül etmeyen sendikacıları çeke çeke oraya getirerek ya da  önümüze çıkan her türlü patron oyununu bozarak!!!
Zaten biz işçilerin çabasıyla şu an birçok işçi arkadaşımız içeri girmenin şart olduğunu anlamış durumda. Biz bu yola "Sinter'e sendika girecek, başka yolu yok!" diyerek çıktık. Karını, ayazını, açlığını bu yüzden çektik. O yüzden, karşımıza bir tek çektiklerimizin bedelini ödemeye hazır olanlar çıksın! 
Sayımız her geçen gün daha da artacak, patronun oyunu bozulacak!
Zafer yılmayan Sinter Metal işçilerinin olacak!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder