8 Şubat 2012 Çarşamba

Yüz Nakli Demek Sosyalizm Mümkün Demektir!

Yeni, sınıfsız, sömürüsüz bir toplum, sosyalist bir düzen isteyen devrimcilere geçmişten beri en çok yöneltilen itirazlardan biri, “yoksulluğu paylaşmanın neresi güzel?” olmuştur.
Sosyalistlerin buna iki yanıtı vardır.
Birincisi, kapitalizmdeki gibi bir pisliğe ortak olmak, insanlığın açlıkla, sefaletle, hastalıklarla, savaşlarla, katliamlarla terbiye edilmesine seyirci kalmaktansa, yoksulluğu paylaşmak daha iyidir, başlı başına değerlidir!
İkincisi ve daha önemlisi, yoksulluğu paylaşmak zorunda değiliz! İnsanlığın üretici güçleri yoksulluğun ilelebet kaldırılmasını sağlayacak düzeye çoktan ulaşmıştır.
Kanıt mı? Yüz nakli! 
Bir sosyalist için “yüz nakli”, sosyalizmin nesnel zeminin çoktan oluştuğunun, yokluklara, hastalıklara mahkûm olmadığımızın ispatıdır.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 23 Ocak 2012 tarihinde Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından gerçekleştirilen ameliyat bir ilk özelliği taşıyor. 19 yaşındaki Uğur Acar'a yapılan yüz nakli ameliyatı 9 saat sürdü. Türkiye’de gerçekleştirilen ilk tam yüz nakli ameliyatının ardından ilk 10 günün kritik olduğu açıklandı. Sonrasında nakil yapılan hastanın durumunun çok iyi olduğu ve hatta top sakal bırakmak istediği söylendi!
Bilimin yüz nakli yapacak kadar ilerlemiş olması zenginliği paylaşmamız için şartların olgunlaşmış olması anlamına geliyor. Yüz nakli, kök hücre gibi gelişmeler, insanlığın ilerlemesi için potansiyellerin ne denli güçlü olduğunu gösteriyor, ama sermayenin kâr üzerine kurulu düzeni bunları engelliyor. 
Örneğin kök hücreyle birçok hastalığın kökten çözümü mümkünken, ilaç tekelleri başta olmak üzere sağlık hizmetini sağlık sektörü haline getiren tüm sermaye güçleri bunun önünde duruyor. Hastalıklara çare bulmak mümkünken, her yıl yalnızca sıtmadan 1 milyon 200 bin kişi ölüyor! Bilimsel Sosyalizm yazımızda belirtildiği gibi,
Bugün kapitalist üretim tarzı elindeki araçları kullanamıyor, yani üretim araçlarının potansiyel gücüne ayak uyduramıyor. Kendi geliştirdiği araçlar kapitalizmin boyunu aşmış durumdadır. Üretim araçlarında ya da bu araçlarla üretilen ürünlerde birkaç aşama sonraki modeller var, ama bunlar kullanılmadan bekletiliyor, hattâ hiç devreye sokulmuyor. Bilim ve teknolojide bugünkü ileri düzeyi cüce bırakacak atılımları gerçekleştirmek mümkündür. Bu alanlardaki ilerlemelere bakan bir komünist kapitalizmin insanlığa hizmetlerinin sürdüğünü değil, sınıfsız bolluk toplumunun hiç de hayal olmadığını görmelidir. Hepsi bir tarafa bugün nesnel açıdan tam otomasyona geçmek mümkündür. Fakat kapitalizm üretim araçlarını bu potansiyel seviyesine uygun olarak geliştirmekten aciz olduğu için saatlerce çalışmak zorundayız. Üretim araçlarının mevcut biçimi özel mülkiyet olduğundan ve özel mülkiyetin çıkarları bunları kademe kademe kullanarak uzun vadede daha çok kâr elde etmek olduğundan, nesnel gelişimin önüne yapay (öznel) engeller dikilmektedir. Başka bir deyişle, kapitalizm eliyle nesnel gelişimi durdurmak yönünde kasıtlı bir müdahale söz konusudur.
Sosyalizmin nesnel zemini, Marx'ın Alman İdeolojisi’ndeki tabiriyle, paylaşım kavgasının tetikleyeceği eski pisliğin geri dönmemesi için maddi şartlar tamam, ama infaz memuru, yani işçi sınıfının devrimci müdahalesi eksik! Bu uğurda militan bir mücadele gerekiyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder