Şişecam
şirketi, kendi web sitelerinde de belirtilmiş olduğu gibi, çeşitli sıralamalarda
dünyada üçüncülükle yedincilik arasında gidip gelen bir cam üreticisi. Cam
üreticisi dediysek üreten şirketin sahibi, müdürleri ya da makinelerin kendisi
değil. Tam da bugün sokağa atmaya çalıştığı 450 işçi sayesinde bu noktaya
gelmiş. Ve bugün işleri kötü olduğu ya da zarar ettiği gerekçesiyle değil (gerçi
öyle söyleyen patronlar da kârdan zarar ediyorlar ya), tam tersi büyüdüğü
gerekçesiyle fabrikayı Eskişehir’e taşıyacağını açıkladı.
Bu
açıklama yeni değil, ancak işçiler 28 Aralık’tan bu yana fabrikayı, onların
deyimiyle evlerini terk etmiyorlar. İşçilerden biri “işgal etti diyorlar çok
içerliyorum, ben kendi ellerimle var ettiğim evimden çıkmıyorum, suç mu?” diye
soruyor. Şişecam’ın planı sadece bu fabrikayı taşımakla bitmiyor; belirli bir
süre içerisinde üretimi üç ana bölgeye (Ankara, Bursa, Eskişehir) toplamayı
planlıyor. Daha da açıkçası Şişecam işçileri için süreç yeni başlıyor. Buradaki
bir başarısızlığın önümüzdeki dönemde diğer Şişecam fabrikalarındaki süreçleri
etkileyeceği biliniyor.
Dün
(5 Ocak 2013) Şişecam işçileri sabahı çevik kuvvetlerin fabrikaya girmesiyle
karşıladı. Bu olasılığı önceden hesaba katmış olmaları içeride de hazırlıklı
olmalarını beraberinde getirmişti. Sabah 8 itibariyle hem işçiler fabrikanın
içinde ve çatısında yerlerini almıştı, hem de eşler ve destekçiler kapının
önündeki yerlerini. Yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya atılan iki ana slogan
vardı: “Ölmek var dönmek yok, biz bu yola baş koyduk” ve “Şalter inecek bu iş
bitecek” idi. İkinci slogan sadece basit bir tehdit anlamını taşımıyordu: 1
Ocak günü toplam 11 Şişecam fabrikasında bir günlüğüne şalter inmişti ve o günden
itibaren fazla mesailer yapılmıyordu. Dolayısıyla Şişecam işçileri salt
korkutmak için pazarlık amacıyla atmıyordu bu sloganı: "Buradaki müdahaleniz
diğer 10 fabrikayı bitirir" diye seslendiler. Eşlerin, çocukların ve
destekçilerin de kararlılığı eklenince polis fabrikadan çıkmak zorunda kaldı.
Polisin çıkışının ardından konuştuğumuz tüm Şişecam işçileri aynı cümleyi
tekrarladı: Direniş aslında bugün başladı!
Direnişin
ilk gününden itibaren süreç geçmişten bugüne kararlılıkla mücadele eden öncü
işçilerin sağlam duruşuyla ilerliyor. Bu durum kendini her yerde gösteriyor: Yılbaşı
organizasyonunda, direniş çadırında ve içerideki her türlü organizasyonda
görünür olan onlar. Güzel olan sendikaların olduğu pek çok direnişte
karşılaştığımız “sendikamız bizim yerimize söz söyler” anlayışının değil, “birlikte
karar verip uygulayacağız, sendika bizim dediklerimizi yapmak için var” bakış
açısının varlığı. Nitekim bu bakış açısının genelleşmesi gerekiyor.
İMD olarak orayı evimiz olarak görüyor, bu kazanımın tüm işçi sınıfının
hanesine yazılacağını biliyoruz. Bu
nedenle tüm sınıf devrimcilerini elbette hayaller ve gereksiz güven vaat
etmeden olabilecekleri anlatmaya ve bunu yaparken de her aşamada asıl gücün
işçilerde olduğunu vurgulayarak umudu büyütmeye çağırıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder