12 Haziran 2012 Salı

Beyaz Yakalı, Kadın, Üç Çocuklu. Sonrası...Kapının Önü!


Bugün güne yine alıştığımız diyeceğim, ama aslında alışmamamız gereken bir haberle başladım.
Aynı serviste olduğumuz, benim gibi bilişim sektöründe çalışan iki çocuk annesi bir arkadaşım var. Çocuklarından biri 10, diğeri 1,5 yaşında. Geçtiğimiz hafta üçüncü çocuğuna hamile olduğunu öğrenmiş. Her ne kadar plansız olmuş olsa da, eşi ile birlikte düşünüp dünyaya getirmeye karar vermişler bebeklerini.
Anne olmaya hazırlanan arkadaşım, bu haberi yöneticisiyle paylaştığında işten çıkarılacağını öğrenmiş! “İkinci bir hamileliği kaldıramayız. İzinlerin çoğalır, işler aksar!” demiş yöneticisi. Üç ay sonra; bebek büyümeye başladığında, yerine de bir eleman bulunduğunda işten atacaklarmış. İşin en kötü yanıysa, zaten sürekli “Sen çalışma, ben sigortanı yatırırım” diyen eşiyle kavga halinde, baskı altında yürüyen bir iş hayatının olmasıydı. Şimdi yeni bir de bebekle dört duvar arasına kapatılmasının önünde hiçbir engel kalmadı.
Gördüğünüz gibi kadınlar, devlet babamız en az üç çocuk diye tutturmuşken üçüncü çocuğa hamile kaldığımızda işten atılacağımız gerçeğiyle yüzleşiyoruz! Biz kadınlar hayatımızın her alanında; evde, işyerinde, hatta kanunlar önünde erkek egemen sınıflı toplumun baskısını hissediyoruz. Devletin kürtaj hakkımızı da elimizden alarak bize dayatmaya çalıştığı hayat ortada. Çocuğun bütün sorumluluğu sırtına yüklenmiş, patronların sermayesine sermaye katsın diye evinden çıkmadan işçi doğuran ve büyüten kadınlar yapmaya çalışıyorlar bizi. Çalıştığımız yer ister fabrika olsun, ister plaza bu sorun tüm işçi ve emekçi kadınların sorunudur.
Artık susmayalım! Çocuk doğurmanın bile işkenceye dönüştüğü bu sistemle hesaplaşalım! Hepimiz işçiyiz. Ama bu sistemde hem işçi olduğumuz, hem kadın olduğumuz için eziliyoruz. Buna dur demek için birleşmek zorundayız!
Kadın işçiler örgütlenin!
Kadın erkek el ele militan sınıf mücadelesine!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder