24 Kasım 2011 Perşembe

Behzat Ç. ve Kapitalizm

"Behzat Ç.’yi Behzat Ç. yapan popülerliği değil, farklılığıydı, daha doğrusu farklı olmaya çalışmadan farklı olmasıydı.   
Ekranda 'şanlı Türk polisi' güzellemelerinden geçilmezken, Behzat Ç. dizisi popüler kültürde belki de ilk kez polisi neyse o olarak göstermiştir. Belli klişelerden uzak durmuş olması sayesinde, adeta bir alt kültür oluşturmayı başarmıştır.   
Filmde ise Behzat Ç.’nin popülerleşmeye, Marksist terimlerle ifade edecek olursak, piyasalaşmaya çalıştığı çok fazla göze çarpıyor. 
Behzat Ç.’nin dizi versiyonundan film versiyonuna bu geçiş, kapitalizmin işleyişini ve sanata olumsuz etkilerini görmek açısından önemlidir. Elbette dizi versiyonu da kapitalizm koşullarında üretilmiş, bir meta olarak karşımıza çıkmıştır. Bu açıdan dizi ile film arasında bir fark yoktur. Fakat bir ekip az çok kendi bildiği işi yapma olanağı bulup ortaya iyi bir iş çıkarınca, kapitalizm, tıpkı bir telif ya da patent satın alır gibi, müdahalede bulunmuş ve özgünlük büyük oranda kaybolmuştur ('büyük oranda' diyoruz, zira filmde devletin pis işlerinin teşhir edilmesi, devrimcilerin “terörist” değil teröre uğrayan oldukları gibi birçok önemli vurgu vardır).   
   Behzat Ç. artık sermaye için hem bir yağlı kapı, hem de 'tehlikeli' yanları öyle ya da böyle, er ya da geç törpülenmesi ya da massedilmesi gereken bir şey haline geldi. Kapitalizm her şeyiyle zarar, insanca yaşam için ve gerçek sanat için kapitalizmin, meta ekonomisinin kaldırılması şart."   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder