29 Kasım 2011 Salı

OYAK ve Ordu

   TSK ulusalcı sermaye değildir, aşağıda sıralanan ve esas gücünü devlet üzerindeki otoritesinden alan ayrıcalıklarını korumak adına, burjuva ideolojileri içinde ulusal öğeye vurgu yapan bir uluslararası finans kuruluşudur.
  Türkiye’de ordu, yani kapitalistlerin sınıf olarak bizzat ellerinde tuttukları aygıtın kendisi bizzat kapitalistleşmiştir. Gerek OYAK üzerinden gerekse de TSKGV (Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı) üzerinden hizmetkârlar bizzat kapitalistleşmiş, onlarca şirket kurmuş, dahası Türkiye’deki üç büyük sermayedar grubundan biri konumuna yükselmişlerdir, öyle ki ordunun OYAK’ı Türkiye’deki en fazla kâr eden şirket konumundadır.
   Bugün dolaylı ya da dolaysız olarak TSK’ye bağlı 60'a yakın şirket bulunmaktadır. Bu şirketlerden 40′ının sahibi “yardımlaşma” kurumu adı altında, 27 Mayıs darbesinin hemen ardından (1961′de) kurulan OYAK’tır. Yardımlaşma, üyelerine çeşitli sosyal hizmetler götürme gibi masum bir ada sahip olmasına karşın hiçbiri kolay yutulur cinsten olmayan bu şirketlerin önemli çoğunluğu, çok büyük kârlar elde eden, uluslararası pazarla bütünleşmiş şirketlerdir. OYAK ve TSKGV’nin ortakları arasında Renault, Daimler-Chrysler, General Electric, Lockheed Martin gibi dünya devleri vardır.
   27 Mayıs darbesinin bir ürünü olan meşhur 205 sayılı yasa uyarınca OYAK her türlü vergiden muaftır. Devleti elinde bulundurması sayesinde girmek istedikleri ihalelerde önceliğe sahiptir.
   Türkiye’deki kodamanlar (“iş dünyasının duayenleri”) zamanında farklı niyetlerle olumlu yaklaştıkları, hattâ ilk şirketlerinde gerek “danışman” gerekse de ortaklık rolüne soyunarak gelişimine katkıda bulundukları OYAK sermayesinin bu durumundan şimdi rahatsızlık duyuyor, “haksız rekabet”e yol açtığını dile getiriyorlar. Mesela batık şirketlerini devlete devrettiği, Sümerbank’ı ve keza SSK ihalelerini inanılmaz ucuz bir rakama kapattığı biliniyor. Mesela taşeron örgütlenmeler aracılığıyla Kuzey Irak’ta en fazla ihale kapan Türk şirketi olduğu biliniyor.
  OYAK'ın kendi verdiği rakamlara bakılacak olursa, bugün yıllık cirosu 50 milyar euro’ya yaklaşan, palavralarına inanmak gerekirse “bir dönümlük tarlayla iki güzide şirketi kârlılıkta geride bırakan” OYAK mucizesi tam da devlet üzerindeki vesayetinden gelen bu ayrıcalıklardan besleniyor. Yoksa sayıları 220 bini geçen ordu mensuplarının maaşlarından kesilen % 10′la ve vatan millet aşkıyla bu birikim yapılamaz. Zaten OYAK’ın sınıfsal mezhebini anlamanın en iyi yolu, aynı konumdaki diğer kurumlarla karşılaştırmak olacaktır, zira hukuki açıdan aynı konumda olmalarına karşın Emekli Sandığı, Bağkur ve SSK gibi diğer sosyal güvenlik kuruluşları yatırım konusunda OYAK gibi ayrıcalıklara sahip değildir. OYAK üzerinde hiçbir sınırlama yoktur.
   Kaynak: Laiklik, Ordu ve Burjuva Çıkarlar, Harun YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder