Sağlıkta reform sözleriyle
propaganda yapan AKP hükümeti kendisiyle övünedursun, hastalar hastane
kapılarında can çekişiyor. Bundan sonra sıra beklemeyeceğimizi, ücret ödemeyeceğimizi
söyleyen, “benim vatandaşımın sağlığı benim için önemlidir” diyip gözyaşlarıyla gündeme gelen başbakana soruyorum: Sigortasız gelen hastalara vezne yolu
gösterilmesi, randevusuz gelen hastalara bakılmaması, 182 no’lu hasta randevu
merkezinden ancak bir hafta sonrasına (en erkeninden bahsediyorum) randevu alınabilmesi,
her muayeneden sonra en az 10 TL ücret alınması, performansa girmemek için
doktorların rekabet içine itilmesi sağlığın nasıl sağlıksız koşullarda verildiğini
göstermiyor mu? Bu mu sizin reformunuz?
Burjuvazinin reform safsatasını
görmek için sınıfsal gözlüğümüzü takmalıyız ve unutmamalıyız ki, uzlaşmaz iki
sınıf vardır: Burjuvazi ve Proletarya. Lenin'in de dediği gibi, birinden
değilsen diğerindensin.
Ben bir proleterim ve
istediklerim sağlığın ücretsiz olması ve taşeronun kaldırılması, milyonlarca işsize
iş imkanı verilmesi, yaşam koşullarının düzeltilmesi, çalışma saatlerinin düzeltilmesi
ve anadilde bilimsel eğitim verilmesi. Siz bunların burjuva hükümetlerce
çözülebileceğini düşünüyor musunuz? Ben düşünmüyorum. Ancak ve ancak dünyanın % 94’ünü oluşturan,
üretim gücü elinde olan işçilerle, yani işçi devletiyle mümkündür. Buna giden
tek yol örgütlenmektir! Üreten bizsek yöneten de biz olmalıyız. Yaşasın örgütlü
mücadelemiz!
İMD’li
bir sağlık çalışanından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder