26 Kasım 2012 Pazartesi

Yok, Biz Yedik de Geldik!


Bugün hemen hemen bütün sermaye gazetelerinin baş sayfalarında AKP-CHP-MHP arasında geçen “Muhteşem Yüzyıl” polemiği geniş yer tutuyor. Bir taraf bizim “ecdadımız öyle şey yapmaz” diyor, öbür taraf “başbakan dizi mi izliyor?” diyor. Bize de okuyup uzun uzun okuyup düşünmek kalıyor.
Yaşadığımız toplumda çoğunluk, bilhassa işçi sınıfının büyük kısmı siyaseti “kötü bir şey”, “yalan” olarak tanımlıyor. Ayrıntı konuşulduğunda siyasilerin kendilerinden, toplumun sorunlarından uzak olduğu söyleniyor. Haksız değil böyle düşünenler. Burjuva siyasetçiler işçiye, kadına, dili yok sayılana, cinsel kimliği yok sayılana, engelliye (küçük bir kesim hariç kimseye) bir şey veremiyor. Amaçları vermek değil, tersine almaktır. Koltuk edinmek, daha büyük sermaye sahibi olmak, nüfuz alanını geliştirmektir. Yaklaştıkları tüm önemli ve demokratik sorunlara da bu perspektiften çözüm ararlar. Bu böyle açıkça dile getirilecek, savunulup sempati kazanılacak hedef değil; lakin bir şeyler söylemek gerek. Bir davete veya törene katılıp katılmamak meselesi, geçen günkü “çölde hangi bahtsız kaldı?” atışması gibi seviyesiz konuşmalar vs. bu boşluğu doldurmaya yarıyor.
Rahatsızlık duyulabileceğini bilen bazı gazeteler bugünkü polemiği “yine mi böyle abuk sabuk bir tartışma?” imasıyla beraber yayınlamış. Neden haberi hiç yayınlamamak yerine –zira işlerine gelmeyen haberleri kendilerinin de sıkça söylediği üzere yok sayabiliyorlar– bu şekilde yayınladıklarını bir düşünmek gerek. Çünkü burjuva gazetelerin aynı sınıfın mensubu oldukları burjuva siyasetçileriyle işbirliği yapmaları gerekir. Haberi bu şekilde vermek ise hem gazeteyle aynı hissi yaşıyor gibi hissetmemizi hem de bu meseleyle meşgul olmamızı sağlar.
Sermayenin siyaseti laf salatası olarak sunuluyor bize, zira ellerinde emekçiler, ezilenler için ürettikleri bir şey yok. Kendi sınıfımızın –işçi sınıfının– siyasetini yaparken ise yalana ve iftiraya gerek duymuyoruz, duymayacağız da. Sizin salatanızdan yemeyelim, biz göğsümüzü gere gere ve açıkça ezilen kesimlerin siyasetini yapıyoruz, işçi sınıfının çıkarlarını savunuyoruz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder