Bugün
hemen hemen bütün sermaye gazetelerinin baş sayfalarında AKP-CHP-MHP arasında
geçen “Muhteşem Yüzyıl” polemiği geniş yer tutuyor. Bir taraf bizim “ecdadımız
öyle şey yapmaz” diyor, öbür taraf “başbakan dizi mi izliyor?” diyor. Bize de
okuyup uzun uzun okuyup düşünmek kalıyor.
Yaşadığımız
toplumda çoğunluk, bilhassa işçi sınıfının büyük kısmı siyaseti “kötü bir şey”,
“yalan” olarak tanımlıyor. Ayrıntı konuşulduğunda siyasilerin kendilerinden,
toplumun sorunlarından uzak olduğu söyleniyor. Haksız değil böyle düşünenler.
Burjuva siyasetçiler işçiye, kadına, dili yok sayılana, cinsel kimliği yok
sayılana, engelliye (küçük bir kesim hariç kimseye) bir şey veremiyor. Amaçları
vermek değil, tersine almaktır. Koltuk edinmek, daha büyük sermaye sahibi
olmak, nüfuz alanını geliştirmektir. Yaklaştıkları tüm önemli ve demokratik
sorunlara da bu perspektiften çözüm ararlar. Bu böyle açıkça dile getirilecek,
savunulup sempati kazanılacak hedef değil; lakin bir şeyler söylemek gerek. Bir
davete veya törene katılıp katılmamak meselesi, geçen günkü “çölde hangi
bahtsız kaldı?” atışması gibi seviyesiz konuşmalar vs. bu boşluğu doldurmaya
yarıyor.
Rahatsızlık
duyulabileceğini bilen bazı gazeteler bugünkü polemiği “yine mi böyle abuk
sabuk bir tartışma?” imasıyla beraber yayınlamış. Neden haberi hiç yayınlamamak
yerine –zira işlerine gelmeyen haberleri kendilerinin de sıkça söylediği üzere
yok sayabiliyorlar– bu şekilde yayınladıklarını bir düşünmek gerek. Çünkü
burjuva gazetelerin aynı sınıfın mensubu oldukları burjuva siyasetçileriyle
işbirliği yapmaları gerekir. Haberi bu şekilde vermek ise hem gazeteyle aynı
hissi yaşıyor gibi hissetmemizi hem de bu meseleyle meşgul olmamızı sağlar.
Sermayenin
siyaseti laf salatası olarak sunuluyor bize, zira ellerinde emekçiler, ezilenler
için ürettikleri bir şey yok. Kendi sınıfımızın –işçi sınıfının– siyasetini
yaparken ise yalana ve iftiraya gerek duymuyoruz, duymayacağız da. Sizin
salatanızdan yemeyelim, biz göğsümüzü gere gere ve açıkça ezilen kesimlerin
siyasetini yapıyoruz, işçi sınıfının çıkarlarını savunuyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder