28 Kasım 2012 Çarşamba

Ekmek Kavgası



Ben otomotiv sektöründe yeni açılan bir firmada yaklaşık 3 senedir çalışan bir işçi olarak bu süre zarfında yaşadıklarımı ve sorunlarımızı dile getirmek istiyorum. Patronun kimlerin üstünden nasıl büyüdüğünü ve patron büyürken biz işçilerin bu süre içinde neler yaşadığımızı aktarayım.
İşyeri ilk üretime başladığından beri işyerimizde şunlar oluyor:
  •    Yeni başlayan arkadaşların sigortası 3 ay sonra başlatılıyor.
  •    Asgari ücretin altında ücret veriliyor.
  •    AGİ adı altında alınan paralar bize ulaşmıyor. 
  •  18 yaşın altında işçiler güvencesiz çalıştırılıyor.
  •    Maliye denetimlerinde sigortası olmayan işçiler saklanıyor.
  •    Sağlıklı havalandırma sistemi bulunmuyor.
  •    Mesai ücretleri resmi tatiller dışında hangi gün olursa olsun yüzde 50’den ödeniyor.
  •    Fazla mesai zorunlu hale getiriliyor.
  •    Çalışma saatleri 12 saate kadar yükseliyor
  •    2 tane personel servisi olması gerekirken, tek servisle ulaşım sağlanıyor.
  •    Son olarak da, mesaiye kaldığımız günlerde mesai saati içerisinde yemek verilmiyor.

İşte bizim bir dünya sorunumuz.
Patronun bunların dışında en iyi yapabildiği şey ise ücretlerimizin düzenli ödenmesi oldu.
Yukarıda saydığım sorunlardan en ilginç ve katlanılmaz olanı ise mesaiye kaldığımız zaman yemek verilmemesiydi. "İlginç" dedim, çünkü sorunu ilginç yapan patronun sorunun çözümüne bakış açısıydı. Patronun bulduğu çözüm, çocuk kandırır gibiydi: 25 kuruşluk iki adet kek!
Bu sorun iş yoğunluğunun artmasıyla ortaya çıktı. Mesai sırasında işçi arkadaşlarla beraber çok uzun süreli çalışmamızdan dolayı acıktığımızı ifade ettik. Bulunan çözüm karşısında çok rahatsız olduk.
Önce teker teker bu rahatsızlığımızı ifade etmeye başladık. Bireysel şekilde bile olsa işçi arkadaşlarımızdan gelen şikayetler sonrasında (elbette sonuna kadar haklı olmamızdan ötürü) kek yerine bize sandviç verilmeye başlandı.
İşçiler olarak bireysel bir şekilde rahatsızlıklarımızı dile getirmemiz sorunlarımızı halletmeye başlamamızı sağlıyor. Bir de hep birlikte söylediğimizde birçok sorunumuzu halledeceğimize inanıyorum.

* * *

Aslında mesaiye kaldığımız zaman içinde bize verilen sandviç ile sorunun çözüldüğünü düşündük, ama bugün yaşadığımız sorun bunun hiç de böyle olmadığını, patronlara hiç güvenilmeyeceğini tekrar gösterdi bize.
Gün içerisinde bazı arkadaşlarla beraber mesaiye kalacağımızı, ama mesai arasında bize verilen sandviçlerin verilmeyeceğini duyduk.
Paydos saati yaklaşırken 5 işçi arkadaşla bu durumu değerlendirdik ve kiminle nasıl konuşmamız gerektiğine karar verdik. Kararımız müdürle konuşup bu durum düzelmezse mesaiye kalmayacağımızı söylemekti. Arkadaşlarla gidip müdüre kararımızı bildirdik. Müdür bize bu durumun bir yanlış anlama olduğunu, böyle bir şeyden haberi olmadığını ve hemen patronla konuşup düzelteceğini, bunun “halledilemeyecek bir sorun olmadığını” söyledi.
Biz de arkadaşlarla çok fazla çalıştığımızı, doğal olarak acıktığımızı ve bunun insani bir durum olduğunu dile getirdik. Sorun halledilmezse hep birlikte mesaiye kalmayacağımızı yineledik.
Bizim konuşmamızdan sonra müdür hemen patronla görüştü ve sorun o gün için çözüldü.
Bu küçük sorunun biz işçiler için önemi şudur: Herhangi bir sorun için yan yana mücadele ettiğimizde asıl gücümüzün birliğimizden geldiğini görürüz.
İMD’li Bir Metal İşçisinden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder