22 Aralık 2012 Cumartesi

Bir Direniş Şiiri

Bir Aralık sabahıydı.
Gökyüzünde sahte bir güneş,

kapının önünde bekleyen 380 yürek vardı.
Karşı tepelerdeki karın soğuğu,

çoktan ulaşmıştı parmaklarımızın ucuna,
yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın habercisiydi adeta.
Poyraz rüzgarının esintisi vursa da yüzümüze.
ellerimizi çıkaramasak da cebimizden,
yüreğimizin sıcaklığı ısıtıyordu bedenimizi.
Açılmayan kapıların ardından okunurken adımız

ses aracından,
Dikenli tel örgülerden bakarken ekmek teknemize,

birbirimizi tanıdığımız ilk sabahtı o sabah.
Havada sis havada soğuk havada hüsran vardı,
duygusaldı gözlerimiz,
dokunsan boşalacaktı yaşlar,

yaktığımız direniş ateşinin güzelliği tutuyordu o yaşları.
Birbirimize olan güvenimizdi tek dayanağımız
ve borçluyduk davamıza.
Birdi kimliğimiz,
kaldırmıştık bütün ayrımları aramızdan,

paha biçilemez bir güzellikti haklılığımıza inancımız.
Bırak boyun bükmeyi göz bile kırpmıyorduk baskılara,
başımız dikti sözümüz bir,
adım adım ilerliyorduk geleceğe.
Bir Aralık sabahıydı,
bir kış cehennemiydi üstümüze örtülen,
bir dönüm noktası.
Ne yağan kar kırabiliyordu direncimizi, ne yağmur,
ve hiç bir oyununa gelmiyorduk sahtekar politikacıların.
Sinter'di kavganın ilk önce adı,

sonra yaydık ülkenin dört bir yanına umudumuzu.
Hiç birimiz yaşamamıştık bu duyguyu,
ama satır satır yazıyorduk tarihi,

ve hiçbir okul oturtmamıştı bu bilinci kafamızda.
Bir Aralık sabahıydı,

sınıfları öğrendiğimiz ilk sabahtı o sabah,
safımızı tuttuğumuz ilk sabah,
ışık saçıyorduk etrafa,
umudunu tazeliyorduk kitlelerin farkında olmadan.
Bizim derdimiz içeriye girip,

işimize aşımıza ekmeğimize sahip çıkmaktı sadece.
Her bir karış toprağında emeğimizin olduğu,
temeline bile alın teri döktüğümüz
Sinterimize geri dönmekti sadece.
Bilmiyorduk gözlerin üzerimizde olduğunu.
Bilmiyorduk direnişleri ardı ardına dokuyacağımızı,
farkında bile değildik olacaklardan,.
bir kıvılcımdı oysa dudaklarımızdan düşen.
Bir Aralık sabahıydı.
Ağlarken bile güldüğümüz sabahtı o sabah.
Umut doluydu bakışlarımız,
habercisiydik insanlığın
ve bir çağrıydı yaptığımız
haksızlıklara karşı.
Çaresizliğin simgesiydik o sabah,
kavgada büyük bir isyandı gözlerimizdeki ateş.
Hiç yenilmedik öfkemize,
yoldaşlığın verdiği güvenle,
hep halaylara vurduk sancımızı.
çok aç kaldık,

hiç paramız olmadı,
tek bir cigarayı dört kişi içtik,
ama hiç satmadık onurumuzu,
gururumuzu hiç bırakmadık elimizden
ve çökmedik hiç dizlerimizin üstüne,
namerde eğmedik boynumuzu.
Bir Aralık sabahıydı.
Niye yaşadığımızı anladığımız ilk sabahtı o sabah,

sorunların ortak olduğunu gördüğümüz ilk sabah.
Birlikte hareket etmek zorunda olduğumuzu gördüğümüz ilk sabah.
17 ayın getirdiklerini gördüğümüz ilk sabahtı o sabah.
Bir Aralık sabahıydı.

Halit Yıldırım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder