28 Aralık 2012 Cuma

Roboski/Uludere Katliamı - Hesabı Sorulmadıkça Ne İlk Ne Son!


Geçen sene bugün, 17’si çocuk 34 Kürt genci katırlarına yükledikleri mazot ve şekerle Irak sınırından köyleri Roboski’ye (Uludere’ye) dönerken T.C. devletinin savaş uçakları tarafından bombalanarak katledildiler.

Katliamdan sonra bölgeye sağlık ekiplerinin girişi saatlerce yasaklandı. Bombaların yaktığı bedenlerle katliamdan sağ kurtulmasına karşın soğuktan donarak ölenlerin cenazeleri yakınlarının elleriyle sarmalanıp taşındı.

Hükümet temsilcileri olayla ilgili önce “Aralarında silahlı teröristler vardı”, daha sonra ise “Terörist olmasalar da orası teröristlerin geçtiği bir yol ve geçenler zaten kaçakçıydı” açıklamalarını yaptı. Olay sonrasında bölgede yapılan araştırmadaysa sadece insana ve katırlara ait yanık et ve kemik parçaları, gıda, şeker ve zeytin-ekmek koyulmuş poşetler bulundu, silah yoktu!

Katliamdan birkaç ay sonra insansız hava araçlarının çektiği heron görüntülerinde katırların üzerinde giden silahsız insanların net bir şekilde tespit edildiği ortaya çıkmasına yönelik “kazadır, olur” dışında bir şey söylenmedi.

Bölge halkının kaçak mal getirme ve sınır ticaretiyle geçindiğini bilmezden gelen devlete, bir önceki katliamını, 33 kurşun olayını hatırlatırsak belki yardımcı oluruz.

Roboski’yle ilgili hâlâ ne operasyon öncesi ve sırasındaki görüşme kayıtları, ne araştırma komisyonunun talep ederek incelediği belgelere dair hükümet ya da TSK tarafından bize sunulan tek bir veri var. Sadece şunlar var: Devlet katliamını yaptı, “kaza” diye nitelendirerek bir kuru özür bile dilemedi, katliamdan ”teröristlerin” çoğunlukta yaşadığı bölge halkını sorumlu tutacak kadar pervasızlaştı (katledilenlerin çoğunluğu koruculukla geçinmekteydi ve katliamdan bugüne değin işsiz olduklarını belirtiyorlar), hesap soranlara “parası neyse verelim, susun” diye açıktan kan parası teklif etti, katliamdan sorumlu tutacak kişiler bir türlü bulunamazken öfkeli ailelerin kaymakama hesap sormasını fırsat bilip aileleri yargılamaya kalktı!

Özetle aradan bir yıl geçmiş olmasına karşın hakkında soruşturma olanlar, vur emrini veren sorumlular değil, katliamda yakınını kaybedip hesap sormaya çalışan ve bir yıldır devletin tarafından tek bir muhatap bulamayan aileler!

Devlet tüm bunların dışında, 27 Aralık 2012’de katliamı anmak için Roboski’ye gidenlerin yoluna kolluk kuvvetlerini yığdı, geçişleri yasakladı, yani Kürt halkının çocuklarını anmasına dahi izin vermedi!

Gün geçtikçe yönetme aygıtlarını daha fazla eline alan AKP, göğsünü gere gere “Kürtleri istediğim gibi katlederim, özür dahi dilemem, parası neyse verir sustururum” diyor!

Bizler ne devletin katliamı araştıran sözde komisyonuna, ne de göz göre göre katledilenlerin “kaçakçılığına” vurgu yapan burjuva medyanın şeffaflığına inanıyoruz. Katliamın sorumlusu, ilk günden suçu utanmadan ölülerin ve yakınların kimliğine atmaya çalışan T.C. devleti ve özel olarak AKP’dir.

Roboski’de katledilen canları her şeyden önce insan olmanın vicdanıyla anıyoruz.

Bizler sustukça, bu devlet yasal bombalarıyla meşru katliamlar yapmaya devam ederek ya canımızı alacak, ya kanımızı donduracak.

Roboski katliamından hareketle, herkesi burjuva devletin ezilen halklar ve kendi elleriyle yoksullaştırdığı işçi sınıfının karşısındaki konumunu sorgulamaya, zalim karşısında saf tutmaya çağırıyoruz!

Devlete karşı yaşama hakkımızı savunmak için İMD saflarınaa!

Hepimiz Kürt’üz, hepimiz “kaçakçı”yız!

Roboski’yi unutma, unutturma!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder