16 Aralık 2012 Pazar

Örgütlenmelere Doyamayan AKP


Geçen gün benim üzerime kayıtlı olmayan telefon hattıma, AKP’nin bir ilçe şubesinden “Sayın AKP üyesi arkadaşımız, lütfen her üyenin bir üye kazandırması için uğraş verelim” temalı bir mesaj geldi. Sonra öğrendim ki benzer mesajlar başka kişilere de gidiyormuş. Televizyon, gazete, sosyal medya derken cebimdeki telefona da AKP’nin dadanmış olduğunu böylece anladım. Devletin çeşitli kurumlarından gelen mesajlara alışmıştım artık, ama bir siyasi partinin örgütlenme aracı olarak telefonu da kullandığını ilk kez görüyorum. Bir de nasıl rahat bir şekilde örgütlenmeye çağrıdır bu?! Aman da herkes bir üye kazandırsınmış! Ve bu mesajları düzenli aralıklarla gönderiyorlar. Hâlbuki iktidarın elinde sermaye var, medya var, çeşitli bağlantılar var, ama yetmez diyor. Bir kişi de üyemiz olmayıversin demiyor, % 50’ye yetmez ama evet diyor!

AKP elindeki araçları kullanmayı biliyor. Hem de büyük araç küçük araç demiyor. Seçim vakti değil, bayram değil seyran değil, reklam panolarında AKP reklamları görüyoruz ya da gazetelerin arka sayfalarında diğer hiçbir partinin beceremediği kadar etkili reklamlarını görebiliyoruz. Yani AKP örgütlenmekten utanmıyor sıkılmıyor. Bunu olmazsa olmaz görüyor. Her alanda varlık gösteriyor. Yani bir reklam kaynağı elinden alınsa yedekte çok çeşitli kaynaklar yaratmış olduğu için örgütlenmesi sekteye uğramıyor.

Buradan benim anladığım AKP’nin örgütlenmeyi işçi sınıfından ve kendi sınıfının diğer kesimlerinden çok daha iyi bildiği ya da çok daha ciddiye aldığıdır. Biz birini kendi sınıf çıkarlarını anlatarak örgütlemeye çalışırken bu kadar rahat, bu kadar kendinden emin olamıyoruz, ama elin burjuva partisi (AKP) işçileri, patronların sınıf çıkarlarını savunmak için örgütlerken çok daha rahat ve kendine güvenli. Çalışmayan, başkasının emeğini çalan sınıf yani burjuvazi, bizden yani çalışarak geçinen işçi sınıfından çok şey öğrenmiş. Örgütlenmekten utanmamayı öğrenmiş, birine bir şeyi yüz kere anlatmanın gerekebileceğini ve bundan sıkılmamayı öğrenmiş, “Aman sıkıcı olur muyum her reklam panosunda ben görünürsem?” diye düşünmemeyi de öğrenmiş!

Tüm bu sebeplerden dolayı biz de “elimizdeki kaynaklar yeterli değil, tek başıma ne yapabilirim ki” vs demeyip burjuvazi gibi her türlü örgütlenme aracını en etkin şekilde kullanmalıyız ki her gün lanet ettiğimiz şu düzeni değiştirebilelim. Bazen düşmandan öğrenmekte fayda var.

Edirne’den bir İMD’li

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder